vendredi sur mer ne yer, ne içer, nasıl böyle leziz müzik üretir?

vendredi sur mer ne yer, ne içer, nasıl böyle leziz müzik üretir?


gelin bunun cevabını röportajımızda arayalım


Akdeniz kıyısında, tatlı meltemiyle kendine çağıran denizin kenarında bir cuma günü gibi bir müziği var Vendredi Sur Mer yani Charline XX’in gerçekten de, sahne mahlasıyla müsemma. Fransız elektro pop’unun artık iyice divalarından birine dönüşen müzisyen yeni albümü “Métamorphose”un turnesi kapsamında onu daha önce izleme şansına sahip olanlarla ve ilk defa tanışacaklarla tekrar aynı yerde, Zorlu PSM’de buluşmaya hazırlanıyor. 87 kışının yeniden hortladığı geçtiğimiz Mart ayında hava muhalefeti nedeniyle ertelenen konserlerden biri olan bu buluşma 17 Haziran’da sonunda gerçek olacak. Konser akşamına kadar şarkıları ezberleme egzersizlerinize kendisiyle sohbetimiz tatlı bir okumalık olarak eşlik etsin. Biletler nerede derseniz, onlar da burada.

Selam Charline! Röportajımızı kabul ettiğin için çok teşekkürler öncelikle, tanıştığımıza çok memnun olduk. Senin için günler nasıl geçiyor şu sıralar? İstanbul’u tekrar ziyaret edeceğin için heyecanlı mısın?

Elbette! Yeni bir performansla tekrar İstanbul’da olacağım için çok heyecanlıyım, yeni albümümün ilk performansı olacak… Tam da bu yüzden belki çook az da olsa stresli olabilirim ama çoooook fazla mutluyum!

Sırada klişe sorumuz var, belki de bu soruyu daha önce binlerce kez cevapladın ama plajlar ve Cuma günleri bizim de en büyük aşkımız olduğu için tekrar sormakta bir beis görmedik. Müzik projen için neden Vendredi Sur Mer ismini seçtin?

Açıkçası kendine özgü, şiirsel bir şey istedim. Kimlikteki adımı kullanmak istemedim çünkü özel bir şey olsun istiyordum… Bu yüzden Vendredi Sur Mer adını seçtim, ve umuyorum ki bu ismi hâlâ çok seviyorum!

Gerçekten muhteşem bir moda algın var. Hiç çalıştığın stilistler var mı? Müzikle moda arasındaki ilişki hakkında ne düşünüyorsun?

Ahahaha öncelikle çok teşekkür ederim iltifatınız için! Ama evet, bir stilistle çalışıyorum (kendisi aynı zamanda yakın arkadaşım). İyi kıyafetler seçmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum, çünkü giydikleriniz kim olduğunuzun ve olmak istediğinizin çok büyük bir parçasını oluşturuyor. Stilistim seçmeme yardımcı oluyor ve bunu söylemem lazım ki arkadaşlar, bu ciddi bir meslek! Ahahaha! Çok fazla farklı kıyafet ve marka giyme şansım oluyor açıkçası, o yüzden diyebilirim ki müzik ve moda benim için oldukça el ele.

Şarkı sözlerinin çoğu kadınlara dair, kadın barındırıyor. Bu röportajı İstanbul konserin ertelenmeden önce Mart’ta yapacakken tam da Kadınlar Günü haftasına denk geliyordu. Bu yüzden şunu sormam lazım ki şarkı sözlerin sadece bir tesadüf değil ve sen de şarkılarını kadınlar nerede dinliyor olursa olsun onlara özgüven aşılamak istiyorsun… Doğru mu?

Evet kesinlikle. Ve ben yeni, farklı, kişisel ve kendine özgü bir şeyler paylaşmak istiyorum. Bunun neticesinde eğer şarkı sözlerim işe yarıyor ve şarkılarım kadınlara güçlü hissettiriyorsa, gerçekten dünyanın en mutlu insanı olurum.

Hiç evcil hayvanın var mı? Kedi insanı mısın köpek insanı mı?

Keeeessssinlikle köpek insanıyım! Küçük bir köpeğim var, tatlı bir pug. Ama ailemin evinde birçok kediyle birlikte büyüdüm, dolayısıyla kedileri de çok severim!

Dünyayı turlamanın en güzel ve en kötü tarafları neler senin için? Festivallerin kocaman sahnelerini mi yoksa küçük yerel mekânları mı tercih edersin?

En muhteşem tarafı seyahat ediyor olmak! Birçok ülkeye gittim bu sayede ve sahneye çıktığım saatler dışındaki tüm vaktimi ülkeyi gezerek geçirebildim. Böylece birçok kültür, yemek ve çok farklı insanla tanıştım. Bütün bunlar olurken bir yandan ekibimle birlikteyim ve bu da seyahati devasa bir kamp tatiline dönüştürüyor, ahahaha! En kötü tarafı ise turnenin bitişi… Evde yalnızsın ve uyumak ve dinlenmek dışında yapacak hiçbir şeyin yok… İlk 7 gün gerçekten çok zor geçiyor! Hahaha

Performanslarından asla unutamadığın spesifik anlar var mı? Üst üste anlatıp durmaktan sıkılmayacağın çok iyi bir hikâye?

Hmmm ilk konserim olabilir, heyecandan ölüyordum ve tüm biletler tükenmişti. Sahnenin projeksiyonuna adımın yazılı olduğu bir visual yansıtmak istemiştim ve konserin ortasına doğru MacBook uyku moduna geçti ve adım birden “Paul’s MacBook Pro” (ilk menajerim) oluverdi! Herkes gülmeye kahkahalar atmaya başlamıştı ve evet, sanırım bu en komik hikâyem!

Yeni albümün Mart ayında yayınlandı. Bize biraz bu albümden bahsedebilir misin?

“Métamorphose” benim ilk albümümmüş gibi! Albüm sürecinde bir sürü tutkulu ve muhteşem insanla çalıştım. Tüm sanatçıları kendim seçtim ve 12 şarkının tamamıyla gurur duyuyorum! Endişelendiğim her şeyi kendi gözlerimle görmek istedim, mesela gidip yerinde durarak tüm renkleri şarkı söylediğim an hayal ettiğim gibi görmek istedim. Böylelikle tüm süreç benim için de büyük bir maceraya dönüştü. Bu albümü gerçekten çok fazla seviyorum… Tam da hayal ettiğim gibi tamamen samimi, organic ve “çiğ” bir albüm oldu!

Şimdi ise biraz kısa kısa demeye ne dersin? Tercihlerini merak ediyoruz!

Akşama başlamak için favori Paris restoranın ve geceyi bitirmek için en sevdiğin mekân?

Rue Saint Maur’daki La Chambre Noire olabilir. Çoook fazla şarap çeşitleri var ve her zaman çok taze güzel yemekleri var. Baya sıcak ve rahat bir yer… Geceyi bitirmek içinse kesinlikle Pigalle’deki muhteşem mekânlardan biri!

En sevdiğin moda tasarımcısı veya markası?

Ester Manas! Fransa ve Belçika markası.  Çok yakın arkadaşlar olduk ve artık birlikte çalışıyoruz. Çoğunlukla onların kıyafetlerini giyiyorum, onlar da defilelerinde şarkılarımı çalıyorlar. Mesela son moda şovlarında “Comment tu vas Finir”e yer verdiler. Artık iyice gerçek bir ekip gibiyiz!

Favori film yönetmenin ve en sevdiğin film?

Hayran olduğum o kadaaar çok yönetmen var ki! Ama sanırım Emmanuelle Bercot ve French Women’ın yönetmeni Maïwenn’i sayabiliriz. Ve bir film mi… Hmm… Bu gerçekten çok zor! Ama hile yapıp en son izlediklerim arasında en çok sevdiğimi söyleyecek olursam Licorice Pizza diyebilirim!

En sevdiğin yazar ve kitap?

İşte bu kolay! Phillipe Delerm ve L’extase du Selfie.

Favori rengin ve mevsimin?

Saks mavisi kesinlikle! Ayrıca sonbahara aşığım!

En sevdiğin tatlı?

Mmmhh tiramisu!

Samimi cevapların için çok çok teşekkür ederiz Charline! Mart’tan beri seni bekliyoruz, bu hafta nihayet buluşacağımız için çok heyecanlıyız! Hep böyle olduğun gibi enerjik ve pozitif kal, kocaman sarılıyoruz!

Teşekkür ederiiiimmmm sizlerle kavuşmak için ben de çok sabırsızım, haftaya görüşmek üzereee!