Karanlıkların prensi, Kaliforniyalı multi-enstrümantalist Luis Vasquez also known as The Soft Moon, değişen mevsime selam çakan şahane sound’u ve yepyeni albümü Exister ile yeniden aramızda.

Daha önce İstanbul’da da birkaç kez izleme şansı bulduğumuz ve canlı performanslarında da en az albüm kayıtları kadar tatmin edip duvar titreten The Soft Moon’un yeni albümü Exister, 2010 tarihli kendi adını taşıyan ilk albümü, 2012 tarihli Zeros, 2015 yapımı Deeper ve 2018 tarihli Criminal’ın ardından müzisyenin beşinci stüdyo albümü. The Soft Moon ile henüz tanışmamış ve ilk defa dinleyecek şanslılara tüyo vermemiz gerekirse, Vasquez’in en büyük ilhamları arasında Swans ve Einstürzende Neubauten’in yer aldığını söylersek kendilerini nasıl muhteşem bir şeyin beklediğini anlayabilirler. Gotik sound’ların EDM’in alt katmanlarıyla flört ettiği bu nadide sound açıkçası bebişimiz oldu daha ilk günden.

Exister’ın üretim sürecinde The Soft Moon’u en çok rahatlatan şeyin de yemek yapmak olduğunu söylemeden geçmeyelim. Haftalarca, aylarca tek bir şeye odaklanırken verdiği yemek pişirme aralarının kendisi için hem oldukça ilham verici hem de terapötik olduğunu söylüyor Vasquez.

The Soft Moon’un yerli sahneden izdüşümü diyebileceğimiz, canımız Jakuzi’nin her dinlediğimizde aklımızı alan şahane parçası Ne Teselli Ne Avuntu’ya hazırladığı remix’i de bu vesileyle hatırlatmak isteriz.

The Soft Moon yeni albümünün ardından tabii ki turnede ve evet tabii ki aynı dilekle kapatıyoruz. Umarız Spotify’da en çok dinlendiği dördüncü yer olan nadide şehrimizde tekrar kendisini izleyebiliriz.