Glastonbury’nin en dikkat çeken gruplarından biri kesinlikle IDLES oldu. Hem Banksy’nin işi, hem grubun sahneye hükmedişi hem de saf enerjiyle birleşince giden herkesin bahsettiği bir performans çıktı ortaya. Konser sonrası verdikleri bir röportaj ise kısır tabağında gelen çikolatalı ev yapımı pastaya bulaşan bulgur gibiydi. IDLES’ın kariyerinin artık sevgi, aşk döneminde olduğunu anlatan Joe Talbot ve Mark Bowen, sevginin seçilen bir yaklaşım olduğunu, daha önemlisi ihtiyaç duyduğumuzu şevkle dile getirdi. Bu sayede hem zihinsel hem de fiziksel sağlığını toparlayıp ortaya iyi işler çıkarmanın mümkün olduğuysa hem son albümlerinin özeti hem de mottolarıydı.

İkili, hayranlarını sahnede izlerken bir şarkıda pogo yapıp moshpit’te deliler gibi çıldırmalarıyla, sıradaki şarkıda dans etmelerinin oluşturduğu kontrastın eşsiz olduğunu aktarırken grubun en iyi dans edenin de birbirleri olduğunu söyledi.