anohni & the johnsons: eğer değişmezsek, hatta dönüşmezsek, geleceğimiz pek de parlak görünmüyor

anohni & the johnsons: eğer değişmezsek, hatta dönüşmezsek, geleceğimiz pek de parlak görünmüyor


uzun zaman sonra istanbul'a gelecek anohni ile insan olmaya ve insan kalmaya dair


2005’te “I Am A Bird Now” albümüyle kazandığı Mercury ile dünya çapında adından söz ettirmeye başlayan ANOHNI, aradan geçen yıllarda kayıplarla dolu zor zamanlar yaşasa da yaşadığı dünyaya dair dürüstlüğünden vazgeçmedi. Queer bireylerin her zaman yanında oldu. Ezilen, zorbalığa maruz kalan herkesin sesi olmaya çalıştı. “Hopelessness” albümünde, geleceksizliğimizi ifade etmekten çekinmedi ve birçok şeyin yanlış gittiğini anlattı. Son olaraksa 2023’te zamana karşı koyacak bir başka albümle çıkageldi. “My Back Was A Bridge For You”, 2023’te yaptığımız yıl sonu listesinin 1 numarası olmadı boşuna. Yıllar sonra tekrar İstanbul’a gelip on küsur yıllık hasreti sonlandırmak için gün saydığımız ANOHNI’yle konuşmak istediğimiz şeyler vardı. 10 Haziran’da Zorlu PSM’de vereceği konserden önce bir araya geldik ve sözü kendisine bıraktık. Gökkuşağındaki her rengin, geleceğimizi aydınlatacağı günlerde bir kez daha izlemekse umudumuz. Onur ayı kutlu olsun!

Hazırlayan: Ant Arın Şermet

  • Pride’ınızı kutlayarak sohbetimize başlamak isterim. Müziğinizi, kimliğinizin çok değerli bir parçası yapmanın yanı sıra binlerce trans bireye de ilham olup onlara kendileri olma konusunda cesaret veren bir figürsünüz. Dünyanın birçok ülkesi maalesef bireylerin özgürlüklerine, seçimlerine karışıp söz söyleme hakkı görürken sizin gibi sanatıyla, duruşuyla, kimliğiyle kendini var etmiş birinin pride’a ve bu konuya dair görüşlerini alabilir miyim?

Ergenlik dönemimde bir Onur Yürüyüşü’ne katılma fırsatı bulduğumda, deneyimimin belirli yönlerini paylaşan on binlerce insanın varlığını fark ettim. Bir femme queen olarak, çocukluğumdaki varoluşum, doğanın beni tanımlama arzusunun bir yansımasıydı. İçinde doğduğum toplumun düşmanlığına rağmen bu arzu kendini gösterdi. Her zaman bu dünyanın renklerine, ışığına ve çizgilerine ilgi duydum. Zihnimde sürekli dönen bir düşünsel hareketlilik içindeydim.

Doğal dünyayla yakın hissetmenin benim doğuştan gelen bir eğilimim olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, benim gibi insanlar için bu durumun tarihsel olarak geleneksel bir rol olduğunu, farklı kültürlerde bizim dünyayı algılayış biçimimiz nedeniyle toplumların kıymet verdiği bireyler olarak benimsendiğimize inanıyorum.

  • Bir de dünyadaki politik gerçekler var maalesef ki. İnsanlar, her geçen gün köşeye sıkıştırılırken devletler kendi kabuklarına çekilerek kültürel çeşitliliği ve anlayışı yok etmeye uğraşıyor. Sizin de 2016’da yayınladığınız ve birçok açıdan manifesto olarak görebileceğimiz albümünüz “Hopelessness” bu konuda sözü olan bir işti. Mahsuru yoksa, 2025’e ve geleceğe nasıl yaklaştığınızı sorabilir miyim?

En çok ilgimi çeken şeyler yaratıcılık, varoluş hali ve maddesellik. Bir sanatçı olarak belli bir iradeye ve etki alanına sahip olduğum için kendimi şanslı hissediyorum; bu iradeyi kamusal söyleme katkı sağlamak adına nasıl en iyi şekilde kullanabileceğim sorusuysa zihnimi meşgul ediyor yıllardır. Felaketlerle, saçmalıklarla dolu zamanlardan geçiyoruz ve eğer değişmezsek, gelişmezsek, hatta dönüşmezsek, geleceğimiz pek de parlak görünmüyor maalesef ki.

  • Mercury ile taçlandırılan başyapıtınız “I Am A Bird Now”ın 20. yaşını kutluyoruz bu sene. 20 sene çok uzun bir süre olsa da bu kavram bile bir noktaya kadar göreceli. Mercury’i kazanmanızı sağlayan ve hayranlıkla dinlediğimiz birçok şarkınıza ev sahipliği yapan “I Am A Bird Now”a dair aradan geçen 20 seneden sonra nasıl bakıyorsunuz?

O albüm benim için oldukça içe dönük bir çalışmaydı. Bu albüm aracılığıyla bu kadar çok insanla temas etme fırsatı bulduğum için hayata minnettarım. Benim için adeta bir zetigeist anıydı. Sanatçı olarak yoluma devam edebildiğim için şanslıyım ve bu açıdan oldukça ayrıcalıklı bir hayat yaşadım.

  • 2023’te çıkardığınız “My Back Was Bridge For You”, adından sözlerine, Anohni olarak yaşadıklarınızın bir dışavurumuydu sanıyoruz ki. Her zamanki nezaketin, kırılganlığın ve içimize dokunan sözlerinle 2023’te bizim için yılın albümünü yapmıştın. Eğer bir sakıncası yoksa “My Back Was Bridge For You” üzerinden hayatınızın son yıllarını bizimle paylaşır mısınız? Sizin hikayenizle albümün birbirini tamamladığı, ayrıştığı noktalar var mı diye merak ediyorum.

“Hopelessness” albümümün ardından, birkaç yıl boyunca görsel sanatlar alanında atölye pratiğine odaklandım. İskandinavya’da ve Amerika Birleşik Devletleri’nde birkaç sergi açtım. 2019 yılında New York’ta “Sea Who Saw Beautiful Things” adlı bir tiyatro oyunu sahneledim. Bu eser, ilham kaynağım ve çok değerli dostum Dr. Julia Yasuda’ya bir anma ve saygı duruşuydu. Julia, “I Am a Bird Now” albümünde, “Free at last” sözlerini dile getirerek yer almıştı.

Dünya değiştikçe ve ben yaş aldıkça, yavaş yavaş yeni bir bakış açısı şekillenmeye başladı. Bu da son albümümde kendini gösteriyor. Ancak geçmişe, özellikle konser verirken kendi külliyatıma dönüp baktığımda, şarkılarımdaki temaların ne kadar süreklilik taşıdığını fark ediyorum. Otuz yıl önce yazdığım bazı şarkılar, bugün de rahatlıkla yazabileceğim türden.

  • İnsanın kendine bazen en çok döndüğü bazen de kendini en fazla dış dünyaya ittiği olayların başında maalesef ki kayıplar geliyor. Nitekim senin hayatında da kayıplar oldu. Yoğun hisler gerektiren deneyimler kapınızı çaldığında üretime geçmeden önceki ara fazda nelerle yüzleşiyorsunuz?

Yaratıcı sürecin önemli bir parçasının, nadasa bırakılmış alan olduğuna inanıyorum. En verimli şekilde düşündüğümüz zamanlar, çoğu zaman uyuduğumuz anlardır. Bunun sanatçı olarak üretim yaparken de geçerli olduğunu düşünüyorum.

  • Elinize bir şans geçse tek günlük bir festival yapsanız bu festivalde sahneye çıkarmak isteyeceğiniz 5 sanatçı kimler olurdu? Kendinizi de ekleyebilirsiniz elbette. Ayrıca kaybettiğimiz sanatçıları da eklemek konusunda serbestsiniz.

Nina Simone

Selda Bağcan

Little Jimmy Scott

Otis Redding

Diamanda Galas

  • İstanbul’daki hayranlarınızla yıllardır bir araya gelmiyorsunuz. 2012’den beri sizi izlemeyi bekleyen dinleyicileriniz 10 Haziran’da amaçlarına ulaşacaklar. Aradan geçen 10 küsur sene ve 10 Haziran’a dair düşüncelerinizi alarak bitirebiliriz.

İstanbul’u her zaman çok sevdim ve yıllar ilerledikçe uzaktan da olsa olan bitenleri ilgiyle takip ettim. Hikâye anlatıcılığı ve geleneksel şarkı söyleme biçimlerinin, birçok Türk insanı için ne denli derin bir anlam taşıdığını görmek beni derinden etkiliyor. Amerika’da yaşayan biri olarak, bu derin bağlılık oldukça nadir rastlanan bir şey. Kültüre duyduğunuz sevgi ve saygının derinliğini örnek almak hepimizi zenginleştirirdi. Tekrar dönmeyi ve orada yol arkadaşlarımla yeniden buluşmayı büyük bir heyecanla bekliyorum. Bu sürecin içindeysek, hep birlikteyiz. Her zaman, hep birlikteyiz!


Advertisement