Farklı türlerden birbirinden etkileyici isimleri bir araya getirip unutulmaz anları bir bir hafızalara kazıyan Zorlu PSM, PSM Loves Summer by %100 Müzik kapsamında 1 Haziran’da Kerala Dust’la buluşmamızı ve bacaklarımız tutmayana kadar dans etmemizi sağlayacak.
2016’da Londra’da kurulan Kerala Dust’ın müziğini elektronik müziğin, geleneksel rock ve pop şarkı yazımıyla birleşiminden ortaya çıkan yeni ve ışıl ışıl bir sonuç olarak tanımlamak mümkün. Işıltılı olduğu kadar derinliği de olan şarkıların dünyasına kapılmamak çok güç. Burada elbette grubun kurucusu ve frontman’i Edmund Kenny‘nin payı büyük. Kerala Dust kurulmadan önce de elektronik müzikle, indie müziğin birleştiği noktaları deneyen ve müzikal kimliğini arayan Kenny, gitarda Lawrence Howarth, davulda Pascal Karier ve tuşlularda Timothy Gardner’la yolu kesişince çok kısa sürede Kerala Dust’ın muhteşem uyumu ortaya çıktı.
Londra, Manchester gibi önemli şehirlerde verdikleri küçük bar konserlerinden Avrupa’nın, Amerika’nın önemli festivallerinde çalmaya evrilen yollarında her zaman en öne koydukları nüans canlı performansları oldu. Çünkü harika albümler yapabilecek müzikal donanıma sahip birçok grubun bunu sahneye taşıyamayınca kaybolup gitmesine aşinaydılar.
Türkiye’ye ilk kez Sónar 2021’de gelen, sonrasındaysa 2023’ün en dikkat çeken albümlerinden biri olan “Violet Drive” turnesi esnasında bir kere daha Zorlu PSM’de izlediğimiz İngiliz grup hem müzikal bakış açısı, hem de görsel/işitsel şovuyla dinleyicilerini adeta hipnotize etti.
Hatta grup elemanlarının Londra’dan taşınıp yaşadığı şehir olan Berlin’deki canlı performanslarını izlerseniz, 1 Haziran akşamına dair heyecanınız arttığı gibi kafanızda bir görüntü de oluşmaya başlayacaktır.
Grup Londralı ve Londra’nın kozmopolit kaosuna aşina olsa da ceplerindeki tek hikaye Londra’da yaşamaları değil. Berlin ve Zürih’te de yaşayan dörtlü, İngiltere ile Avrupa’nın birleştiği kültürel noktanın müzikteki modern dönem karşılığı. Bunu açmak gerekirse İsviçre Alpleri manzaralı bir stüdyoda kaydedilen “Violet Drive”a daha yakından bakmamız ve grubun kendini tanımladığı o cümleye gitmemiz gerekiyor: “Dört İngiliz, geçmişle gelecek arasında parçalanmış derin bir Avrupa albümü yarattı”
Avrupa’ya bir baştan diğer başa gidecek olsanız Almanya’nın kuzeyinde bulunan Hamburg’la, orta İtalya’da bulunan Roma arasındaki yaklaşık 1600 kilometrelik yolla karşılaşmanız muhtemel. Kerala Dust, son albümü “Violet Drive”da dinleyicisine Hamburg’da başlayıp Roma’da biten bir yolculuk ve Avrupa görüntüsü sunuyor. Bunu elektronik müziğe yeni bir nefes olarak sunmayı başarırken köklerindeki indie müziği de başarıyla dinleyicisine ulaştırıyor. Albümün içinde Autechre‘ı anımsatan beatl’eri duyarken bir anda “David Byrne mü konuk olmuş?” dedirtecek kadar yoğun Talking Heads tınıları duymanız olası. Ki canlı performanslarındaki sahne duruşlarıyla en az David Byrne’ün gençliğindeki gibi seyircileri kontrol altına alıyorlar. Talking Heads haricinde Tom Waits, Abdulla Rashim, Acronym gibi isimleri de dokularında fark edebilmek mümkün.
Özgün şarkıları ve harika hikaye anlatıcılıkları kadar köklerinde yer alan şarkılara yaptıkları nefis uyarlamalarla da saygıyı hak eden gruplardan Kerala Dust. Özellikle Fleetwood Mac tarihinin en bilinen birkaç şarkısından biri olan The Chain’e yaptıkları uyarlama adeta şarkıyı sıfırdan bestelemek kadar başarılıydı. Londralı dörtlünün, trip-hop sularına da girdiği harika elektronik düzenlemesine yedirilen nefis vokaller şarkıyı bildiğimiz halinin dışına çıkarıp sıfırdan bir şarkı gibi özgün hale getirdi. Sadece The Chain özelinde konuşmak belki yüzeysel yaklaşmak olur. Lakin grubu birçok dönem ve türdaşından ayıran da tam olarak bu. Müziği içselleştirip nasıl bir müzik üretmek istediklerine dair kafalarının berrak olması. Beğenip beğenmemek dinleyiciye kalsa da gri alanları olmayan ve net bir grup Kerala Dust. ‘The Chain’ uyarlamaları da bu noktada önem taşımakta…
İstanbul’da çok sevilen ve her daim konserleriyle büyük heyecan uyandıran Kerala Dust, kelimenin tam anlamıyla yazı kucaklamamızı sağlayacak. 1 Haziran’da, yaz mevsiminin resmi olarak ilk gününde birçok hit şarkısı, harika uyarlamaları, dans etmeden durmanın imkansız olduğu ritimleri ve konser ilerledikçe arşa çıkan enerjisiyle bizleri görmeyi bekliyorlar. Biletlerin hızla tükendiği konseri kaçırmanız durumunda, giden eşiniz dostunuz tarafından “nasıl kaçırdın ya o konseri?” cümleleriyle karşılaşmamanız işten bile değil. O yüzden biz biletleri şöyle bırakıyor ve 1 Haziran’da dansa etmeye hazır olmanızı öneriyoruz.