maskenin ardındaki yüz: corey taylor

maskenin ardındaki yüz: corey taylor


26 mayıs'ta, yıllar sonra türkiye'ye dönecek corey taylor'ı izlemeye hazırız


Rock ve metal müziğin son 25 yılına gerçek anlamda damga vurmuş birkaç figürden biri olan Corey Taylor, solo kariyeriyle ilk kez Türkiye’ye gelmeye hazırlanırken ülkemize Slipknot’la son gelişi üzerinden de yaklaşık 13 yıl geçti. Bunca seneye yayılan hasret, 26 Mayıs akşamı Charm Music organizasyonuyla Maximum Uniq Açıkhava’da sonlanacak.

Slipknot’la hem müzikleri hem de maskeleri ve tulumlarıyla komple bir figüre dönüşmeleriyle dünya çapında büyük bir etki yarattılar. Corey Taylor da sadece sesi, görünüşüyle değil, yüzde 200’ünü verdiği canlı performanslarıyla ve kelimenin tam anlamıyla sunduğu frontman personasıyla hem grubunu hem de kendini büyüttü. Slipknot kadar sevilen bir diğer projesi olan Stone Sour’la da temiz vokal yaptığında da ne kadar etkileyici bir sesi olduğunu ispatladı. ‘Through Glass’, ‘Say You’ll Haunt Me’, ‘Bother’, ‘Absolute Zero’ ve ‘Song #3’ gibi klasikleşen şarkılarla kulaklığımızdan eksik etmediğimiz Stone Sour’u, Slipknot’la eş zamanlı sürdürürken yaratıcılığını daha da genişletmek istedi.

Farklılığa ve gelişmeye müzikal yolculuğunda her zaman açık olan Corey Taylor, 2020 yılında “CMFT” albümü ile fazlasıyla agresif ve klasik metal olarak tanımlanabilecek solo kariyerine başlangıç yaptı. Jay Ruston ile birlikte prodüktörlüğünü üstlendiği albüm, agresif yapısıyla Slipknot günlerini, agresyonu yer yer melankolik yerlere çeken yaklaşımıyla da Stone Sour dokusunu bir arada sunan ama farklılığı da sabit kalan bir albümdü. Liste başarısına gelecek olursak Almanya’da 9, Birleşik Krallık’ta 11. sırayı görerek ilgi gören de bir albüm oldu ve bu sayede 2023’ün Eylül ayında “CMFT“nin ikinci kısmı “CMF2” yayınlandı. O da listelerde Almanya’da 12, Birleşik Krallık’ta 17. sırada yer alarak ilk albümün mirasını sürdürmeyi başardı.

Elbette Corey Taylor’dan bahsederken Slipknot’ın neden bir döneme ve nesle bu kadar etki ettiğine de değinmek lazım. Tüm projeleri dahilinde toplam 14 kere Grammy adaylığı kazanan Corey Taylor, 2006 yılında Slipknot şarkısı ‘Before I Forget’le kariyerinin ilk ve tek Grammy’sini “En İyi Metal Performansı”nda kazanmıştı. Bu ödül bir kenarda dursun ‘Wait and Bleed’, ‘Psychosocial’, ‘People=Shit’, ‘Duality’ ve yakın dönem şarkılarından ‘Unsainted’ın da adını geçirebileceğimiz birbirinden klasik şarkılarla milyonlarca insanın aklına sesini kazıdı. Sesi kadar maskesini ve sahnede aklını kaybetmiş gibi sağa sola attığı öfkeli deparlarına eşlik eden çığlık çığlığa sesi de akıllara kazınmasına destek oldu. Slipknot’ın pür öfkesine yıllar içinde karışan duyguların, belki de melankolinin, yaşanan iki büyük kaybın neticesi olduğunu dile getirmek mümkün. 2010 yılında grubun kurucu kadrosunda yer alan bas gitarist Paul Gray’in ölümü ve metal davulculuğunu tanımlayan birkaç isimden biri olan Joey Jordison’ın yaşadığı korkutucu hastalık sonucu gruptan ayrılması bu durumun nedeni. Maalesef Joey Jordison’ı da 2021’de kaybettik… Slipknot’a gelecek olursak yakın zamanda verdikleri konserlere bakarak özlerine döndüklerini; maske ve kırmızı tulumların geri döndüğünü söyleyebiliriz. Daha olgun ama daha öfkeliler gibi. Tabii Corey Taylor’ın yoğunluğu, öfkesini eşit bölüştürmesine neden oluyor.

Yakın zamanda Jay Weinberg’in ayrılmasıyla Slipknot’a dahil olan eski Sepultura davulcusu Eloy Casagrande’nin Corey Taylor’la yolunun kesişmesi de solo kariyerine uzanıyor. Bu sene başında önce Corey Taylor’ın solo grubuna dahil olan Casagrande’nin sonraki adımı da doğal olarak Slipknot’tı. Eliot Lorango’nun basları çaldığı solo grubunun gitaristlerinden biri Zach Throne olurken diğeri, Stone Sour’da yıllardır birlikte çalıştığı Christian Martucci. Aynı zamanda Corey Taylor’ın kendi adıyla ilerlediği grubunun en eski elemanı da Martucci. 2010’dan beri grupta yer alan Martucci, birçok kez kısa aralar verse de Taylor’ın en güvendiği birkaç müzisyenden biri.

Kapıların açılacağı 19.30’dan sonra, Corey Taylor öncesinde sahneyi biri Türkiye metal sahnesinden olmak üzere iki önemli grup ısıtacak. Günün açılışını yapacak Ankaralı Southern metal grubu Blacktooth, Türkiye sınırlarında Pantera’ya en yakın müziği yapan grup olarak tanımlanabilir. Blacktooth sonrası sahneye gelecek diğer isimse Danimarka’nın dikkat çeken metalcore gruplarından Siamese olacak. 2021’de çıkardıkları “Home” albümüyle beğeni toplayan Siamese’ten sonraysa sahne, toplanma sebebimiz olan Corey Taylor’ın olacak.

Corey Taylor’ın varlığını görmek bile bir konsere gidilesi, bir albümü dinlenesi yapmaya yetiyor. Olduğu yerde saymaktan nefret eden ve sürekli yeni bir şeyler başarmak için çabalayan efsanevi müzisyeni 13 sene sonra ilk kez İstanbul’da seyretmek Mayıs ayımızı güzelleştirecek. Ki önceden hiç solo kariyeriyle gelmediği için hem eski anılarımızın fon müziğindeki sesi duyacağız hem de yeni bir grup izleyeceğiz. Kazan/kazan nedir? Tam olarak budur. ‘Snuff’, ‘Duality’, ‘Before I Forget’ gibi Slipknot klasiklerine ‘Song #3’, ‘Through Glass’ın da dahil olduğu Stone Sour parçaları eşlik edecek. ‘SpongeBob SquarePants Theme’ bile çalacak yahu!

Bu yüzden 26 Mayıs’a az bir zaman kala Maximum Uniq Açıkhava’da henüz yerinizi ayırtmadıysanız elinizi çabuk tutmanız işinize yarayacaktır. Hatta biletleri de bırakalım biz. Biletlere şuradan ulaşabilirsiniz. Gaza gelirsek, ki gelmeme şansımız çok yüksek, pogolarda görüşelim. Yere düşeni kaldıralım. Dirsek atarak değil, omuzla girelim. Önce sağlık, sonra metalcilik ve tabii ki Corey Taylor!