İlk aşk
Birbirleriyle hiçbir konuda anlaşamayan kardeşleri düşünelim. Evde dominant bir baba figürü varsa ve o baba, takımı konusunda, çocuklarını küçük yaşta etkilediyse, babanın izinden gitmemek pek de mümkün değil. İrlanda kökenli bir aileye doğan üç erkek kardeşten ikisi olan Noel ve Liam için, babalarının izini futbol üzerinden sürmemek de pek olası değildi. Geçen sezon bir Şampiyonlar Ligi maçından önce katıldığı programda Noel Gallagher, futbolun olduğu yerde müziği her zaman geri plana attığını ve 50 yıldır hayatındaki en büyük aşkın Manchester City olduğunu dile getirdi. Noel’in, 20 gün önceye kadar kanlı bıçaklı olduğu 6 yaş küçük kardeşi Liam için de durum farklı değil. Doksanlı yıllarda Oasis’le dünyanın zirvesini tadan Liam, “Hayatımda her şeye sahibim. Ama hafta sonu televizyonu açıp kaybettiğimizi görmekten nefret ediyorum. Hele ki Manchester United sürekli şampiyon olurken…” diyordu. Gallagher biraderlerin ortak başarısı müzik ve Oasis. Ama ikilinin ortak asıl tutkusunun futbol ve Manchester City olduğu da bariz.
Günümüzdeki Manchester City’e bakan görece futboldan uzak görece genç bir müziksever için Noel ve Liam’ın, 50 yılı aşkın City taraftarlığında yaşadıklarını anlaması pek de kolay değil. Gallagher kardeşler için Manchester City’nin bir kupa kazandığını görmek hiç alışık oldukları bir durum değildi 2011’e kadar. City, Manchester United’ın başarılarla dolu tarihi sebebiyle sürekli arka planda kalan, başarısı tartışmaya açık, şehrin net bir şekilde ikinci takımıydı. Ki birinci takımı olma şansı da yoktan daha azdı. Çocukluklarında gördükleri 1975/76 İngiltere Lig Kupası zaferi, Noel’in hala andığı ve City’e olan aşkının perçinlendiği olaydı. Lakin futbol ve Manchester City’i delicesine seven iki kardeş müziği keşfetmelerine rağmen, “keşke futbolculuk yapabilecek yeteneğimiz olsaydı” demekten de geri durmuyorlardı. İlk aşklarının, hayatlarının en büyük aşkı olacağını ilk başta bilmeseler de sonraki yıllarda görüntü netleşecekti. Noel Gallagher’ın, “Be Here Now” albümü döneminde, hayatındaki en büyük başarıları sıralarken Oasis’ten önce, Manchester City yönetim kurulu üyesi olduğunu dile getirmesi sanki daha da iyi bir cevap olur.
İniş ve çıkışlar
Oasis’in 1994-2000 arasındaki kariyeri, Manchester City’nin 2011/12 sezonundan günümüze getirdiği başarı ve şampiyonluklarla dolu ivmesine denk. Bu sebeple City’nin tarihine ya da milenyum öncesindeki dönemine değil, son 25 yılına değinmek lazım. Çünkü, şu andan dönüp bakınca kulağa garip gelse de küme düşme mücadelesi veren, orta sıraların değişmezi bir takımdı City. Hatta daha da yerelleştirmek gerekirse İngiltere 1. Ligi’nin resmi adının Premier Lig olduğu 1992/93 sezonu itibarıyla ligin Gençlerbirliği gibiydiler. Ne ileri, ne geri. 8-12. sıra arasında gidip gelirler. 2007/08 sezonunda Sven Göran Eriksson gelene kadar da Manchester United’a düzenli olarak kaybederek şehrin anahtarını rüyasında bile göremeyen bir ekipti. Ancak sonrasında önce Taylandlı bir zengin olan Thaksin Shinawatra almış sonrasında da Birleşik Arap Emirlik sermayesine satmıştı. Bu satın almanın olduğu dönem City’nin çıkış dönemiyken Oasis’in meşhur Paris kavgasının zamanıydı. Manchester City’nin en zor günlerini birbirleriyle izleyen ve hiçbir konuda anlaşamasa da City sevgisinde birleşen Gallagher’lar, güzel günleri ayrı izlemeyi tercih ettiler. Dostoyevski’nin “Karamazov Kardeşler” kitabında, “Yakınlarımı nasıl seveceğimi hiçbir zaman bilemedim. Bence özellikle yakınlarını sevmek, yabancıları sevmekten daha zordur” diye bir cümle yer alır. Bu cümle ile Oasis’in çizgisi oldukça benzer ilerler.
Manchester City tarihinin kırılma anını iki kardeş aynı stadyumda, ayrı ayrı izlediler. Kun Agüero’nun 40 küsur yıllık şampiyonluk hasretini dindirdiği efsanevi golünde, birbirlerinin yüzünü görmeye tahammül edemeseler de ayrı ayrı sevinmişlerdi. İlerleyen yıllarda Noel, Manchester City başarılı oldukça soyunma odasından, şampiyonluk törenine, kulübe daha yakın bir konumda bulununca Liam’ın, Etihad mesaisi pek olmadı. Maviler ne zaman maç yapsa Twitter ana sayfasını işgal eden tweetleriyle o da tutkusunu yansıttı. Ancak Oasis’in zirvede olduğu yıllarda Manchester City ortada yoktu. Manchester City’nin düzenli olarak her şeyi kazandığı dönemde de Oasis yoktu. Lakin 27 Ağustos birçok şeyin olduğu gibi bunun da bittiği gün oldu. Ya da olmaya aday.
Başarı ve olgunluk çağı
“Definitely Maybe”. Tüm zamanların en ilham veren, en çok satan, en çok dinlenen, en çok coverlanan albümlerinden biri. Definitely Maybe albümünün 30. yıl dönümünden kısa bir süre önce Gallagher biraderler aralarındaki husumeti maddi ya da manevi sebeplerden dolayı sonlandırınca sadece müzik dünyasında değil, popüler kültürün her bir eşlikçisi etkilendi. Bunlardan biri de elbette spor dünyasıyla, tasarımın birleştiği yegane alan olan formalar oldu. Manchester City’nin yeni sezon alternatif formasının bir sürpriz içereceği önceden açıklanmıştı. Bu sürprizin ne olduğu, kimin parçası olduğu bilinmiyordu. Gelgelelim 27 Ağustos’ta Oasis’in geri dönüşü resmiyet kazandıktan sonra Noel Gallagher ile teknik direktör Pep Guardiola’nın bir araya geldiği o fotoğraf yayınlandı. Puma’dan çıkacak olan alternatif Manchester City formasının adı “Definitely City” olurken, formanın arkasında Noel Gallagher’ın el yazısı bulunuyordu. Mavilerin başarıya ulaşıp olgunluk çağı diye tanımlayabileceğimiz bu günlerin de artık Oasis’in de en büyük aşklarının izinden gitmesi gerekiyordu desek abartmış olmayız diye umuyoruz. Ki bir yandan formanın tanıtımı için çekilen fotoğraflar, her bir detaydaki incelikler, formanın logosundaki kabartmada şarkı sözlerinin yazması… Ancak hepsinden önemlisi Noel ve Liam’ın, 50 küsür yılı bulan ve yaşadıkları sürece devam edecek tutkularıyla aynı dönemde başarılı olup dünyayı kasıp kavurma şansları var. Bu sefer takvimin ve fevriliğin azizliğine uğramazlarsa 2024/25 sezonundaki alternatif Manchester City forması bir dönemin hatırlatıcısı olarak dolaplarımızda özel bir yeri hak edecek. Noel Gallagher’ın, kardeşi Liam’la yaşadıkları çocukluğu unutulmaz kılan sözeri hatırlamak ve -Liverpool taraftarı da olsak- City’e bu sezon sempati duymamızı normalleştirmek isteriz.
“Maybe I will never be
All the things that I want to be Now is not the time to cry Now’s the time to find out why I think you’re the same as me We see things they’ll never see You and I are gonna live forever”