SOFT WILL

SOFT WILL


Smith Westerns


Sesi çatallaşmaya başlayan, suratında sivilcelerle baş başa kalan Omori kardeşler, kendileri gibi biri olan Max Kakacek’i bulduklarında ergenlik dönemini anlamlı hale getirebilecek en güzel şeyi yapmaya karar verdiler.

Garajlarındaki akustiğin ağzına layık The Smith Westerns’le sizin, bizim, hepimizin ilk sırat köprüsü ergenlikten, tıpkı ergenlik gibi gürültülü garage rock ve yine tıpkı ergenlik gibi sesi çatallı lo-fi’ın yardımı sayesinde geçiş yaptılar. İlk başta, ileride ne olmak istediğini bilmeyen sevimsiz çocuk misali gürültü yapıyorlardı. Karambolde dönüp dolaşan pozisyon gibiydiler; lakin o veya bu şekilde ağlarla buluşacaklarını bir şekilde anlıyordunuz. O yüzden bir süre kendi hallerine bırakmak en iyisiydi.

Grupla, 80’ler Amerikan AVM’si görünümlü Weekend’de yürürken karşılaştık yıllar sonra. Saçını oryelle açıp platin sarısına boyatan Smith Westerns, Dye It Blonde’la ergenliği kabullenmeyi öğrenmişti artık. Amaçsız gürültü yapmak yerine, garage rock huylarını törpüleyip, lo-fi ahlaksızlığınıysa bir avantaja çevirmeyi öğrenmişlerdi. Ha bu arada, Mark Zuckerberg’e “The’yı at, sadece Facebook olsun.” şeklinde on numara bir tavsiye veren Sean Parker’dan etkilenip, isimlerindeki The’yı atmışlardı. Dalga geçilmeye müsait göbek adını arkadaşlarından saklayan ergenle karşılaştırmayın hemen.

Derken mezuniyet balosu gecesi geldi çattı. Hani şu sınıfın en sümsük kızının MAC’de üç hafta makyaj kampı yapmışçasına iyice taşlaşıp geldiği gece var ya? O işte.

Yeni albüm Soft Will’le aynı etkinin tıpkısını bıraktı Smith Westerns. Potansiyelini kullanmasını, kendini keşfetmesini sağlayacak en büyük adımlardan birinin açılışı vardı. “Lan bu kız böyle miydi?”, “Uff şu bacaklara bak” benzeri tepkilere maruz kaldı açılış şarkısı 3AM Spiritual. Omori kardeşlerin, bu kadar melodik olabileceğini kim tahmin edebilirdi ki?

Ergenlik dönemi boyunca idol aşağı idol yukarı yaşamak durumu, özgüven denilen tuşa basılmasıyla beraber Idol’la son buldu. İroniyle de böylece tanışmış oldular. Jesse Eisenberg kılıklı guitarist Max Kakacek ise, Omori ailesine üçüncü kardeş olarak girişini, şarkının omurgasını oluşturan karakteristik ve akılda kalıcı gitarlarıyla resmiyete döktü.

Paul McCartney ve Brian Wilson ortak kümesinin vokal-gitar uyumu karşısında kalkıp grubun sırtını sıvazlayacağı Glossed, hızlandırılmış Syd Barrett derslerine katılan enstrümantal XXIII ve çağımızın vebalarından en iyi arkadaş/eski sevgili denklemini psychedelic rock’ı tercümanlığa getirerek açıklamaya çalışan Best Friend; Smith Westerns’in iyice serpildiğini kanıtlamak için buradaydı.

O değil de, Smith Westerns’ın çatallı sesi, nasıl bu kadar berrak bir hale gelmişti? Bunun cevabını vermek için de; gitarları geri plana, synth’leri de ön saflara taşıyan ilk single Varsity hazırolda duruyor, tokat gibi cevabı da yapıştırıyor.

Hepimiz gibi sıradanlıkla, çeşitlikli kaygılarla sınanan; öfkesini herkes gibi kontrol etmekte zorlanan, yeri geldi mi eleştirmenlerden dayak bile yiyen Smith Westerns, bugünlere alnının teriyle gelmesini başardı. Kariyer planlamasında sıçıp batırmazsa, grubun bize daha göstereceği o kadar fazla güzel şey var ki…