BODY MUSIC

BODY MUSIC


Alunageorge


Pop müziğin underrated olduğunu düşünüyoruz. Ticari kaygılarla yapılan görsel imajlardan ibaret olduğuna dair bir yanılgı var hepimizin kafasında. Gözünüzün önüne şöyle bir sahne getirin, arkadaşlarınızın çöpçatanlığıyla bir iteleme randevuya çıkıyorsunuz. Kız/oğlan çok güzel/yakışıklı, restoran çok kaliteli, yediğiniz yemek çok lezzetliydi ve sohbete başlıyorsunuz:

– Ne iş yapıyorsun?

+ Müzikle ilgileniyorum, bir grubumuz var post rock yapıyoruz.

– Aa öyle mi, ben de çok severim müzik dinlemeyi.

+ Hadi ya, ne tarz müzikler dinliyorsun?

– Pop müzik dinliyorum en çok.

VEEEEE gözleriniz kararır, hayalleriniz yıkılır, karşınızda oturan afetten o an soğursunuz. Amma lakin ki öyle değildir. Bir durun bakalım, belki bahsettiği pop müzik Britney Spears’tan veya Mustafa Ceceli’den ibaret değildir. Duran Duran, Michael Jackson falan dinleyerek büyümüştür.

Dememiz o ki, iyi pop müziği severiz. İyi pop müziği herkes sever. Sevmiyorum diyorsa da yalan söylüyordur, bilinçaltı ona güzel bir oyun oynar ileride. Belki Serdar Ortaç sevmiyordur, orasını bilemeyeceğiz. Bu durumda eğer kafanızda “Pop’sa at çöpe” gibi bir algı varsa, lütfen esas o algıyı çöpe atın. Ve iyi pop müziğe bir şans verin. Bir Michael Jackson albümünü sindire sindire dinleyin, işin ehillerinden “Pop Müziğe Giriş 101” dersleri alın. Intermediate seviyesine geldiyseniz, Play Tuşu’nun kapısını çalabilir veya incelemenin geri kalanını okuyabilirsiniz.

Karşımızda müzikal anlamda birbirleri için yaratılmış bir ikili var. Bildiğiniz bütün Kerem ile Aslı, Leyla ile Mecnun, Alex Turner ve Alexa Chung hikayelerini, Titanic, The Notebook gibi aşk filmlerini Aluna ve George’a uyarlayabilirsiniz.

Grubun erkek tarafı George Reid, Aluna Francis ile kaderleri birlikte yazılmış gibi tanışır. 2009’da Aluna’nın My Toys Like Me diye az ünlü bir grubu vardır ve o sıralar math rock ile ilgilenen, ekmek parasını çıkarmak için küçük bütçeli remix’ler yapan George; bu vesileyle Aluna ile tanışır. Aluna’nın Sweetheart adlı şarkısına remix yaptığı süreç içerisinde ikilinin aşkı yeşermeye başlar. Tıpkı fim setinde tanışıp dolu dizgin bir aşk yaşamaya başlayan iki oyuncu gibi düşünebilirsiniz.

Bu arkadaşlığı daha ileri bir seviyeye taşımaya karar veren Aluna ve George, evlenmek yerine bir grup kurarlar. Bunun için de filmlerdeki sevişme sahnelerinin koruma duvarı olan yorganı aralarından kaldırmaları gerekir. Bu yorgan, Aluna ve George için “ve” bağlacıdır. AlunaGeorge olarak birleşen kavruk güzel Aluna ile papatya gibi beyaz George’un geleceğinde ise radyo dostu şarkılar, hit makinası Disclosure ile birlikte turneler ve daha neler neler vardır.

2012 doğumlu ilk EP’leri You Know You Like It ile tanıştığımız AlunaGeorge, Body Music doğana kadar çeşitli sürprizler yoluyla bizlerle ön sevişmesini yapmakla meşguldü. Aluna’nın ayağındaki Isabel Marant ihracatı topuklu ayakkabı desen topuklu ayakkabı değil, sneaker desen hiç değil pabuçların başrolde olduğu Your Drums, Your Love video’suyla ikili bizleri iyice yanar döner bir kıvama getirdi. Paraya para demeyen bir diğer Londralı yeniyetme ikili Disclosure ile White Noise isimli fantastik bir single yayınladığında ise artık Body Music için duvara çentik atmaya başlamıştık. White Noise ile Londralılar, 2013 yazına kadar hiç kimsenin yapamadığı şeyi yaptı ve Serdar Ortaç’ın “plajların bir numaralı bestecisi” ünvanını elinden aldı. 2013 yazında Bodrum, St. Tropez, San Sebastian plajlarında en çok çalan şarkı Dansöz değil, White Noise oldu.

AlunaGeorge da Body Music’i yaz mevsiminin tam ortasında yayınlayarak süper stratejik bir hareket yapmış. Gerek plajlara, gerek teras partilerine eşlik edecek bir değil, iki değil, tam on dört adet şarkıdan oluşan albüm, “En Başarılı Debut Albümler” listelerine rahatlıkla girebilir.

Yarısıyla halihazırda haşır neşir olduğumuz Body Music, ilk defa dinlediğimiz diğer yarısıyla da sınıfı geçmeyi bırakın, sınıf birincisi olmayı başarıyor. İsminin vaat ettiği üzere vücutlarımızın da dinlediğimize çeşitli yollarla eşlik etmesini sağlayan albümü iPod’unuza atarsınız, önümüzdeki bir ay boyunca beyninizde türlü türlü klipler çekeceğiniz kesin.

Aluna’yı mı daha çok seviyorsun, George’u mu diye sorsalar cevabımız “Onları birbirinden ayıramam, ikisini de eşit seviyorum” olacaktır. (O soru anne babamızla mı ilgiliydi lan yoksa?)