SLOW FOCUS

SLOW FOCUS


Fuck Buttons


Fuck Buttons gibi noise sihirbazı iki adamın çıkardığı muazzam bir işi incelemeye başlamadan önce, deneysel ve minimal müziği çok yanlış anlayanlar ile çok süper anlayanlar diye iki ayrı kategoriye ayırmamız lazım.

Müzikle internetin büyük aşkının evlilikle sonuçlanmasıyla birlikte, müzik türlerinin muazzam bir okyanusa dönüştüğü aşikar. Hal böyle olunca da türler, alt türler, duble alt türler ortaya çıktı ve bu türler arasından sıyrılmak da, bir o kadar düellovari bir durum aldı.

PEKİ NE Mİ OLDU?

SAÇMALIKLAR

SAPANLIKLAR

SES KİRLİLİKLERİ

ETİKET KALABALIĞI

VESAİRE, VESAİRE, VESAİRE.

Bu noktada bir boka benzemeyen gürültüler kaydeden, bunları kaydetmek için tonla para harcamaktan kaçınmayan, ana akım müzik medyasında yer alabilmek için köşe kapmaca oynayan resmen binlerce grup türedi. Bu grupların bazıları çok fazla goygoylandıysa da boruları en fazla bir mevsim süresince ötebildi.

Oyuncaklarla müzik yapanlar, kavanoza atılmış mikrofonun sesini kaydedenler, yüksek bpm olayını kafaların ırzına geçmek olarak algılayanlar arasından sıyrılabilen gruplar olmadı mı? Tabii ki oldu. Bunlar da egolarını bir kostüm gibi çıkarıp gardroba asabilen, genellikle anonim isimler kullanan ve çeşitli kamuflajlar, maskeler kullanan kankamatikler oldu.

Fuck Buttons da bunlardan biri. 2009’da yayınladıkları dünyanın sekizinci harikası olabilecek Tarot Sport albümünden beri sessizliğe bürünen Benjamin Power ve Andrew Hung, geri dönüşlerin senesi olan 2013’ün tam ortasında yaldır yaldır bir albümle geri döndü. Dört senelik ara boyunca yan projelerine vakit ayıran, Londra’da yapılan Olimpiyatlar’ın açılış senfonisini gerçekleştiren ikili, Slow Focus ile noise sanatının doktorasını yapıyor ve diplomalarını stüdyo girişine asıyorlar.

Uzay boşluğunda, yerçekimsiz bir ortamda uçuyormuş hissi veren, ancak tempoyu kısık ateşte tutan Slow Focus, ismiyle müsemma bir albüm olmayı da başarıyor. Çağımızın hastalığı ADD’den müzdarip olanlar bilir ki fokuslanmak emek ister, çaba ister, sevgi ister. En güzeli de yavaşlatılmış fokus sayesinde gerçekleşir. Kafanızdaki her şeyi arka plana atmanız, odak isteyen fikrinizi öne çıkarmanız ve yavaş mosyonda düşünmeniz gerekir. Fuck Buttons, yine düğmelerin ırzına geçerek, Slow Focus ile bu nosyonun bitirme projesini gerçekleştiriyor.

Giorgio Moroder tarzı synth dizilimine selamını çakmayı ihmal etmeyen albüm ile Power ve Hung, prodüksiyon ustalıklarını fazlasıyla kanıtladıkları ve mutlaka kulvarlarının “the” prodüktör bayrağını ele geçirmeleri gerektiğinin kanlı canlı kanıtı.

Bu adamların patronluk taslayacağı bir minimal ve noise dünyası, kesinlikle müziği pürüzsüzleştirecektir, janrı Şampiyonlar Ligi kura çekiminde birinci torbaya taşıyacaktır.

Kapatırken kadın yazarların ustası Virginia Woolf’un halini hatrını sormayı ihmal etmeyelim. Woolf, kitap okuma alışkanlıklarının yatmadan önce beş on sayfa okumak olmaması, masa başında oturarak gerçekleştirilmesi gerektiğine inanır. Bizce de bu albüm on arkadaşınızı çağırdığınız bir partide arkada kendi kendine çalmaması gereken, gerekirse masa başında oturarak yarı profesyonel kulaklıklarla dinlenirse hakkı verilebilecek bir albüm.

Fuck Buttons, kafa açar.