SUN STRUCTURES

SUN STRUCTURES


Temples


Tame Impala sayesinde takıp takıştırarak, günümüz müzik piyasasında tekrar büyük bir yer işgal etmeye başlayan psychedelic rock’a İngiltere’den büyük bir yatırım gerçekleşti. Johnny Marr ve Noel Gallagher gibi isimlerin yaklaşık iki senedir “N’aber abi?” sorularına verdiği “Temples’ın allahı var. Çok iyi grup” cevabı, Sun Structures’la son şeklini aldı. Peki Temples iddia edildiği gibi Britanya topraklarının en iyi yeni grubu mu? Kısmen evet, bazı bazı hayır.

Evvela; Kevin Parker gibi bir dehanın varlığıyla ilham aldığı grupların bile önüne geçen Tame Impala ile karşılaştırılmaları pek doğru değil. Yüksek ihtimalle birkaç yıl evvel geleneksel İngiliz indie rock’ıyla vakit geçiren Temples’ın psychedelic rock’la içli dışlı olmasına vesile olan isim de Tame Impala zaten. O yüzden “Tame Impala’yı döver gibi” gibi abes yaklaşımlara gerek yok. 1960 ve 1970’lerin psychedelic rock sound’unu mümkün olduğunca pop hale getiriyor Temples. Akılda kalıcı gitar melodileri ve James Edward Bagshaw’un berrak vokalleri de eklendiğinde oldukça başarılı bir “ilk” albüm çıkıyor ortaya.

Aylardır playlist’lerimizde döndürmekten bir hal olduğumuz müthiş single Shelter Song’la açılıyor albüm. Müthiş güzel yazılmış vokal melodileri ile “Catchy” denen şeyin sözlük karşılığı olan gitar melodileri, adeta bir marş yazılmasına ön ayak oluyor. Oryantal gitar ezgileri ile Shelter Song’un arkasından gelen albümle aynı adlı şarkı Sun Structures, doğu ile batı arasında bir köprü vazifesi görüyor.

Alex Turner ve Miles Kane’in evladiyelik projesi The Last Shadow Puppets’ın elinden çıkmış olsa şaşırmayacağımız The Golden Throne, tıpkı Shelter Song gibi bir yıllık maziye sahip bir şarkı. Aslında albümün en büyük sıkıntısı, en iyi şarkılarını en az bir yıl evvel single olarak dinlemiş olmamız. Halihazırda oldukça iyi olan şarkılarını albüme koyarak bir nevi garanti top oynuyor İngiliz grup. Ama yarım albüm dolusu yeni şarkılar da Temples’ın bu garantici hamlesini affettirecek nitelikte.

İngiliz basınının ağzında iyice sakız olan Neo-Psych akımının en büyük neferlerinden biri olan Keep In The Dark var sırada. Shelter Song kadar olmasa da bilindik bir şarkı olan Keep In The Dark, 2. dakikasının ardından karşımıza çıkan solo ile LSD alemlerine ufak çaplı bir yolculuğa çıkarıyor. Hindistan sonrası kafaları iyice yükselten The Beatles kokusu da alınmıyor değil hani.

Tempoyu biraz düşüren Move With The Season, Temples’ın albümdeki 0 km cicilerinden biri. Gün ışığına maruz kalmış gitar melodileri ile astral yolculuğa davetiye çıkarıyor. Django Django ile Tame Impala arasındaki dengeyi kuran Colours To Life için söylenebilecek tek şey var; mükemmel! Back To The Future’ın emektar DeLorean’ına binip 60’larda iniş yapmışsınız hissi veren A Question Isn’t Answered, org ve basın şahane kapışmasına sahne oluyor.

Geldik albümün bir diğer yıldızlı pekiyi anına daha; karşınızda Bay Tahmin’e bile şapka çıkarttıracak The Guesser. Psychedelic rock’ın rock kısmını rafa kaldırıp psychedelic pop olarak karşımıza çıktığı The Guesser, The Golden Throne’la beraber Temples henüz iki kişiden oluşurken yazılmış bir şarkı. Sakince arkanıza yaslanın ve keyfini çıkarın!

Kapalı Çarşı’ya soundtrack olsa sırıtmayacak Sand Dance ile oryantal esintiler albümdeki en güçlü anını yaşıyor. Herkesin maksimum 3 dakikalık şarkılarla ekmek aradığı bir piyasada, daha ilk albümünden yaklaşık 7 dakikalık bir şarkı yazan Temples’ın elini sıkmamıza vesile oluyor bu esintiler.

Bir kısım İngiliz basını ile Noel Gallagher ve Johnny Marr abimizin “Britanya’daki en iyi yeni grup” yakıştırmalarını birkaç şarkısı ile haklı çıkaran bir albüm Sun Structures. Ama Noel ve Johnny’nin gaza geldiği ya da fazlaca yeni müzik dinlemediğini düşünmemek elde değil. Temples için söylenebilecek en doğru şey, İngiltere’nin en heyecan verici yeni gruplarından biri olduğu ve müthiş bir potansiyel barındırdığı. İkinci albümlerinde çok daha kesin bir kanıya varabiliriz Temples için. O zamana kadar Sun Structures’ın keyfini çıkarmaya bakalım.