I NEVER LEARN

I NEVER LEARN


Lykke Li


Youth Novels ve Wounded Rhymes ile kendi hikayesini anlatmaya başlayan ve üçlemesinin vurucu finali için stüdyoya kapanan Lykke Li, I Never Learn’le üç yıllık bir aranın ardından halka karışıyor.

İsveç’in bize soğuk hava dalgası getirmesine alışığız. Bizi depresyondan depresyona koşturan bir müzik getirmesine de alışığız, munis pop gruplarına zaten çoktan alıştık. Ama kütüğü kuzey ülkelerinde olan güçlü sesli kadınlara pek alışamıyoruz. Onlar bizi her yayınladıkları albümde biraz daha şaşırtmayı başarıyor. Hem kuzey kültürünü hem de singer-songwriter kimliğini cebinde taşıyan Lykke Li de bu isimlerden biri.

Youth Novels ile kendi deyimiyle kişisel hikayesini anlatmaya başlayan Lykke Li, kendi halinde bir singer-songwriter olmaktan Wounded Rhymes ile kazandığı popülarite sayesinde çıktı. Hepimizin evine sihirbazın sayesinde, nehirleri takip ede ede girdi.

I Never Learn ile bir hikayeye son vermeye hazırlanan Lykke Li, albüm genelinde sesinin ne kadar güçlü olduğunu fark etmiş bir vokal olarak karşımıza çıkıyor. İddialı prodüksiyona sahip görkemli şarkıların altından rahatlıkla kalkacağını kavrayan Li, bundan aldığı güç ile yaylısını da eksik etmiyor, vokalinin de altını kısmıyor ve ballad’a göz kırpan şarkılarıyla kalp atışlarımızı yer yer hızlandırıyor. “Yer yer” aslında burada maalesef vurgulamak istediğimiz nokta. Çünkü albümü dinledikçe, Lykke Li’nin tek bir formül üzerinden gittiği izleniminden kurtulamıyorsunuz.

Albüme adını veren şarkı I Never Learn, aynı zamanda albümün açılışını da yapıyor. Lykke Li’nin daha ilk şarkıda kulakları domine etmek istediğini anlayabiliyoruz. Anlatacaklarını dinleyecek, bütün dikkatini kendisine verebilecek bir kitle istiyor Lykke Li. Güçlü yaylılarla Li, bu yaşına kadar hayattan aldığı dersleri bir bir sıralamaya başlıyor.

Gereken mesajı verdikten sonra yoluna No Rest For The Wicked ile devam eden Kuzeyli, albümün en güzide eserlerinden biri olan No Rest For The Wicked’ın yükselen ritmiyle o aranan kalp sıkışmasını altın tepside sunuyor. No Rest For The Wicked albümün çıkış şarkısı olma unvanını da sonuna kadar hak ediyor.

Gunshot ise, piyasanın çatındaki insanların I Follow Rivers Hareketi’nden beklediği devam filmi niteliğinde. Daha ilk dinlemede aklımıza kazınan Gunshot, aynı zamanda “Eğer Madonna 1986 doğumlu bir İsveçli olsaydı nasıl şarkı yapardı?” sorusunun da cevabı oluyor.

Birbirinin benzeri albümlerin yayınladığı günümüzde yetenekli müzisyenlerin risk almasını bekliyor insan. Sesinin gücünü bilen Li, I Never Learn ile bir dönemi kapatıyor ve yepyeni bir sayfa açıyor. Böylece elimizde büyüyen müzisyenler listesine Lykke Li de dahil oluyor. Haydi güzel kızım bir dahaki çalışmanda biraz risk al, sevindir şu garipleri diyoruz.