ANOTHER ETERNITY

ANOTHER ETERNITY


Purity Ring


Kasım 2012’deki İstanbul konserleri sırasında vintage alışveriş ve bira maratonuna dönüşen bir röportajda tanıştığım Corin Roddick ve Megan James a.k.a. Purity Ring, plak şirketleri 4AD’nin deyimiyle gece kulüpleri için ninniler yapıyor. Dostlukları, 2012’de çıkan ilk albümleri Shrines’tan çok geriye giden Kanadalı ikili, iş isimlerini neden bekareti temsil eden bir yüzükle paylaştıklarına gelince ise işinin ehli bir politikacı gibi lafı kaynatıyor. Müzikle ilk resmi temaslarını temsil ettiğini düşündüğüm isimlerine çok takılmadan, düşsel melodilerinde kayboluyorum. Roddick, James’in sesini bir perinin yumuşak dokunuşlarına benzetiyor. Sanat için sanat yapan James, Purity Ring’in yalnızca vokali değil kostüm tasarımcısı da oluyor. Müzik aşkını tekniğe döken Roddick ise, ağaç görünümlü enstelasyonlar yapıyor, grubun nevi şahsına münhasır melodileri ve B-filmlerinden fırlamış ışıklandırması buradan geliyor.

İstanbul’da eli ağır bir tellağa denk gelen Roddick ve Galata’daki vintage dükkanların altını üstüne getiren James, iki yıl önce planlarında bile olmayan ikinci albümleri Another Eternity ile müzik sahnesine geri dönüyor. Kendisi için yazdığı ve kimseyle paylaşmayı düşünmediği yazıların zamanla Purity Ring’in şarkı sözlerine dönüştüğünü söyleyen James, yeni albümde günlük gibi sözlerle kalbinin röntgenini çekiyor. Indie müzik ile özdeşleştirilen 4AD’ye bağlı olmasına rağmen Purity Ring buram buram elektro pop kokuyor. Hayli eklektik bir zevke sahip olan Purity Ring’i tek bir janr ile sınırlandırmak ise mümkün değil. Müziklerine ellerini korkak alıştırmadan elektro, biraz indie ve trap, çeşni katmak için house, tadını yumuşatmak için de dream pop katan ikili, tarifsiz bir reçeteyle tadı damakta kalan şarkılar yapıyor.

Arnavut böreğinden daha fazla katmanlı müzik yapan ikili, geçtiğimiz Aralık ayında albümden yayınlanan ilk single Push Pull’da şarkı içinde şarkılar sunuyor. Disney yapımı bir filmin müziği olması muhtemel şarkı, insanın beynini pembeye boyuyor.

Albümün sabah uyanınca da, Cuma gecesi dans ederken de keyifle dinlenecek şarkısı Sea Castle, hız trenine benziyor. İnişleri ve çıkışlarıyla şaşırtan şarkı insanın midesinde ani rakım farkından kaynaklanan o hoş hissi uyandırıyor.

Renk skalasında pembeye denk gelen haleti ruhiyesiyle Another Eternity, nispeten depresif Shrines’ın yakınından bile geçmeyerek en tatlı bipolarlık örneklerini gösteriyor. Albümün mutlu şarkılarından Heartsigh ise, Frou Frou’nun sound’unu andırıyor.

İlk albümlerinin şarkı isimlerini dışarıdan anlaşılması zor; ancak kendileri için ziyadesiyle anlamlı birleşik isimlerden oluşan Purity Ring, Another Eternity’de bulmaca oynamayı bırakıyor. Albüm isminin içine serpiştirildiği Begin Again bittiğinde, taşıdığı sübliminal mesajdan ya da çok iyi oluşundan mütevellit tekrar tekrar dinlemek istiyorsunuz.

Shrines’taki melankoliden sonra Another Eternity ile öforiye geçen Purity Ring, kendi sonsuzluğunu yeni albüme sığdırıyor ve insanı tatlı bir kara delik gibi yutuyor.