SUMMER 08

SUMMER 08


2016 yazını 2008 yazıyla selamlamak


Bir dönem çoğunlukla Ege’den Yaz Aşkım’la özetlenebilecek ülkemiz sahil şeridi yaz şarkıları, günümüzde Demet Akalın, Gülşen, Murat Boz ve bilimum ismin seri üretim albümleriyle başa çıkmak durumunda. Aslen İngiliz Joseph Mount’un özellikle Fransa’ya yerleştikten sonra pek de umrunda olmayacak bu duruma karşı bir tepki koyacağını sanmıyorum. Çünkü kendi yaz albümlerini kaydetme konusunda hayli başarılı olan Mount, The English Riviera’yla başlattığı Metronomy evrimini, Love Letters’ın ardından Summer 08’le sürdürmeyi tercih ediyor.

The Bay ve bilimum harika remix’lerinin soundtrack’liğini üstlendiği 2012 yazı pek uzakta sayılmaz. Metronomy’nin kendi çapında radikal bir değişikliğe uzanıp elektronik altyapılarını funk’la takas ettiği Love Letters ise hala dinlenebilir, daha doğrusu uzunca yıllar dinlenebilir kalitede bir albüm. Peki Summer 08 bizlere neler vadediyor? Açıkçası Summer 08, yapım aşamasına bakıldığı zaman Metronomy’nin The English Riviera öncesi garaj kayıtları dönemini anımsatıyor. Mount tarafından “Ruhen Nights Out’un devamı niteliğinde” tanımlanması ise bu anımsamayı çok daha güçlü kanıtlarla besliyor.

Yapım aşaması dolayısıyla komple bir Metronomy kaydı olarak bahsedilemeyecek Summer 08, Joseph Mount’un grubun diğer üyelerini mola yerinde bırakıp kaçtığı bir albüm. Fransa’da tek başına stüdyoya giren Mount, toplam 15 günde Summer 08’i kaydediyor. Tüm enstrümanlar, şarkı yazımları, kompozisyonlar ve prodüksiyon… Her şey tamamıyla Joseph Mount’un elinden çıkıyor. Kayıt, bu özelliğiyle Tame Impala’yı andırıyor. Birçok insanın komple bir grup sandığı, ancak yüzde yüz Kevin Parker ürünü olan Tame Impala gibi bir hal tavır içerisine giren Mount, bu denemesinde harika bir pop albümü elde ediyor.

Çoğunlukla 80’ler anımsatmalı synth’lerin önderliğindeki melodiler ve grubun kadrolu basçısı Gbenga Adelekan’ın eksikliğini hissettirmeyen funk bas yürüyüşleriyle ilerleyen Summer 08, uzun zamandır hit şarkılarla dolu bir indie pop albümüne aç olan bünyelere tam da istediğini verecek cinsten bir kayıt.

Joseph Mount’un her albümle daha da içselleşen, ancak zeka kokusunu her kelimesinde hissettiğiniz şarkı sözleri, kendi tecrübelerinizle eşleştirebileceğiniz türden hikayeler sunuyor.

Post-punk öncülerini aratmayacak bir biçimde keskin gitar riff’leriyle mesaiye başlayan Back Together, Bowie’nin funky dönemini anımsatan Miami Logic, yüzde yüz indie disco hiti olma garantili Old Skool, İsveç electro pop hanedanında önemli bir role sahip Robyn’in yer aldığı ve Twin Peaks soundtrack’lerinin yaratıcısı Angelo Badalamenti’ye gizli kapaklı saygı duruşunda bulunan Hang Me Out to Dry, Love Letters’ın retro sound’uyla The English Riviera slow’larının karışımı gibi duran My House gibi şarkılar Summer 08’in en harika anları arasındaki yerini alıyor.

Eğlenceli müzik videoları serüveninin Summer 08 şarkılarıyla kaldığı yerden devam ettiğini görmek ise ayrıca sevindirici. İlk video Old Skool’un ardından geçtiğimiz günlerde yayınlanan Night Owl, Mr. Oizo müzisyen kimliğiyle tanıdığımız, yönetmenlik kariyerinde ise özellikle 90’lar sonundaki ünlü Levi’s reklamları ile büyük yankı uyandıran Quentin Dupieux’nün imzasını taşıyor.

Joseph Mount yıllardır kaybetmediği, tam tersine üstüne ekleye ekleye zirveyi gördüğü akılda kalıcı melodiler üretme geleneğine sonuna kadar sahip çıkarken, sizlere baştan sona keyifle tüketebileceğiniz, en büyük iddiası istikrarlı dinlenebilirliği olan bir albüm kalıyor.