HYPERCAFFIUM SPAZZINATE

HYPERCAFFIUM SPAZZINATE


Dağın tepesinden aşağı


“The Bear Went Over The Mountain” (Ayı Dağın Üzerine Çıktı) adlı çocuk şarkısı, pek çok çocuk şarkısı gibi basit ve bol bol tekrarlanan sözlere sahip. Tekrarları attığımız zaman elimizde şöyle bir şey kalıyor: Ayı dağın üzerine çıktı / Görebileceği şeyi görmeye / Dağın öteki tarafıydı / Görebildiği tek şey… Yaratılan beklentinin ardından gülümseten sözler… Kanadalı yazar Alice Munro’nun bu şarkının adından esinlenerek isimlendirdiği “Ayı, Dağı Aştı Geldi” adlı öyküde ise aynı imge, yaşlılığı anlatmak için kullanılıyor. Hayatın boyunca uğraşıyorsun, çabalıyorsun, dağı tırmanıyorsun ve sonunda görebildiğin tek şey aynı dağın öteki yüzü oluyor… Üstelik şimdi de aşağıya inmen gerek, çünkü hep tepede kalamazsın. Böylelikle dağın üzerinden görülebilen tek şeyin dağın öteki tarafı olması durumu çocuk şarkısında ufak bir şakayken, Munro’nun öyküsünde bir hayal kırıklığının yansımasına dönüşüyor.

Ara verdikleri dönemler olmakla birlikte 1977’den beri müzik piyasasında olan The Descendents, dağın tepesinden inişe başlamış gruplardan biri… Grubun 7. albümü Hypercaffium Spazzinate, bunun farkındalığıyla ilerliyor.

Albümü dinlemeye başladığınızda dağın öteki tarafında bazı şeyler değişmediğini görüyorsunuz. Şarkı uzunlukları ve genel sound ilk albümleri hatırlatır nitelikte, hatta 80’lerdeki havalarına Everything Sucks (1996) ve Cool to Be You’da (2004) olduğundan daha yakınlar. Öte yandan bazı şeyler değişmek zorunda kalıyor. Son albümden bu yana geçen 12, kuruluşlarından bu yana geçen 39 yıl sözlere de yansımış. 1981 yılında çıkardıkları Fat adlı EP’de yer alan “I Like Food” adlı “I like food, food tastes good! / Juicy burgers, greasy fries / Get out of my way, or I’ll eat you” gibi sözleri olan 16 saniyelik şarkıya artık yer yok. Albümde yer alan ve adıyla dahi “I Like Food”a bir gönderme niteliği taşıyan “No Fat Burger” bunu sözleriyle de açıkça ifade ediyor: “Can’t have no more juicy burgers / Can’t have no more greasy fries / Doctor took my lipid profile / He told me I’m barely alive.” Bir başka deyişle “o eski halimden eser yok şimdi.”

Aşk ve ilişkilere her zamanki gibi bol bol yer var ama artık yaşlanmaktan, hastalıklardan da bahsetmek gerekiyor. Grubun kurulma hikayesi ve köklerine dönme teması üzerinden ilerleyen “Full Circle”, Black Flag, the Adolescents, Fear, The Alley Cats, Circle Jerks, Minutemen, Germs gibi 80’li yıllarda aktif olan gruplara atıfta bulunurken grubun davulcusu Bill Stevenson’ın atlattığı hastalık sürecini anlatan “Comeback Kid” ile içinde “It’s been said my face can make an onion cry” sözünü barındıran “On Paper” da geçmişle kurdukları ilişkiyi anlatan şarkılar olarak dikkat çekiyor. Grubun albümde başardığı en büyük iş de bu ilişkiyi doğru bir yerden kurabilmek olmuş; aradan geçen zamanda nelerin değiştiğinin farkındalar ve hiçbir şey yokmuş gibi davranmıyorlar.

The Descendents 12 yıl aradan sonra eski hayranlarını mutlu edecek bir albümle geri dönmüş. Aşağıya doğru yürüdüklerinin bilincinde, ama hala görece yüksekte bir yerdeler. Bu yolculuk ne kadar devam edebilir bilinmez, o yüzden tadını çıkarmakta fayda var.