Koşuşturmacalarla, beyin ve vücudumuzun her saniyesi yoğunlukla dolu hayatlarımızda ne acıdır ki en sık canımızı yakan şey yalnızlık olabiliyor. Ne kadar insan fazla tanırsak tanıyalım, ne kadar çok sosyal hayatın çemberinden geçersek geçelim, yalnızlık canı istediğinde hepimizi eliyle koymuş gibi bulabiliyor. Modern toplumun en büyük vebası diyebileceğimiz yalnızlıktan beslenen nice proje ise bu durumu mümkün olabilecek en vurucu şekilde gözümüze sokmayı kendilerine görev ediniyor.

Birçok festivalden ödülle dönmüş kısa film 366 Days, Johannes Friedrich Schiehsl'ın yönetmenliğinde bizlere en zayıf noktalarımızdan birini bir kez daha vurguluyor. 1 yıllık kamu hizmeti boyunca ambulans şoförlüğü yapan genç bir adamın dokunaklı hikayesine odaklanan animasyon film, dünyada en sık rastlanan hastalığın yalnızlık olduğunun altını çiziyor. Karşılaştığı tüm hastaların kendisinin de pençesinde olduğu yalnızlıkla boğuştuğunu gören genç adamın hikayesi, gecenin videosu olacak kadar özel bir deneyime ışık tutuyor.