Kadına yönelik şiddet ne yazık ki coğrafi sınır, ekonomik gelişmişlik ve öğretim düzeyi tanımadan tüm dünyada son derece yaygın görülen bir olay. Şiddete uğrayan kadınlar için güvenilir destek sistemlerinin olmaması ve aile içi şiddete yönelik yasal düzenlemelerdeki yetersizliklerin olması şiddetin gelişmekte ve gelişmiş ülkelerde artmasına sebep olmakta… Kadınlar; "Kol kırılır yen içinde kalır" atasözünü tüm dillere tercüme etmek suretiyle ve çeşitli etkenlerle sessiz kalmaya zorlanırken, erkeklerin şiddet eğilimlerinin ardında muhtelif sebepler bulunabilir. Biyolojik ve ruhsal bozukluklar erkeklerin şiddet eğilimlerinin sebepleri arasında bulunurken, kişinin nasıl bir aile ortamında yoğrulduğu da tabii muazzam önem taşıyor. 

Kadınların maruz kaldığı şiddete en evrensel şekilde, yani sosyal medya aracılığıyla dikkat çekmek isteyen İtalyan gazeteci Luca Lavarone, 'Slap Her' videosuyla çarpıcı ve bir o kadar da tatlı bir işe imza atıyor. 6-11 yaş aralığındaki bir grup çocuğu, sırma saçlı Martina ile ayaküstü bir sohbete tutuşturan Lavarone, 3 dakikalık sosyoloji deneyiyle karşınızda. 

Minik İtalyanlar'a büyüyünce ne olmak istediklerini soran Lavarone, çocuklara Martina ile ilgili en çok hoşlarına giden şeyleri de soruyor. Akdeniz romantizminin DNA'lara kazındığını ve bunun yaş tanımadığını kanıtlayan bir ufaklık; "Martina'nın sevgilisi olmak istiyorum" cevabını verirken, diğerleri de methiye sanatının inceliklerinden nasiplerini alıyor. Martina'yı kucaklamaları ve sonra da karşısında komiklik yapmaları söylenen ufaklıklar, sorgulamadan itaat örneği gösterirken, Lavarone'nin son emri ayaklanmaya yol açıyor. 

"Martina'ya tokat at" emrine boylarından büyük cevaplar veren ufaklıklar, duyarlılığın kitabını yazıyor. "Şiddete karşıyım", "Kızlara vurulmaz", "Ona vurmam; çünkü ben erkeğim" diyen ufaklıklar adam olacak çocuk potansiyellerini kanıtlayıp büyüklerine de örnek oluyor.