cillian murphy, oscar için yapılan standart basın turlarından çok sıkıldı

cillian murphy, oscar için yapılan standart basın turlarından çok sıkıldı


kendi filmlerini de izlemiyormuş


Cillian Murphy‘nin “Oppenheimer” basın turu, aktörün Christopher Nolan’ın atom bombası destanındaki başrolü sayesinde en iyi erkek oyuncu dalında aday gösterildiği Oscar’a giden yolda son haftalarını geçirdiği şu günlerde son aşamasına geldi. Murphy’ye kalsaydı, başlangıçta bir basın turu olmayabilirdi. GQ’nun yeni kapak haberinde aktör, basın turlarının ideal bir model olmadığını ve ağır tanıtım işini filmlerin yapmasını tercih ettiğini itiraf ediyor.

 

Hollywood’un basın turu sistemi için “Bence bu bozuk bir model,” diyor ve SAG-AFTRA grevi “Oppenheimer”ın açılış hafta sonunun hemen öncesinde başladığında bir nebze rahatladığını çünkü bunun belli bir süre için daha fazla basın fırsatı anlamına geldiğini itiraf ediyor. “Model şundan ibaret: Herkesin çok sıkılması.”

 

Nolan’ın “Oppenheimer”ı, oyuncularının basına çıkmasının engellenmesine rağmen, vizyondaki partneri “Barbie” ile birlikte gişede bir güç merkezine dönüştü. Nolan’ın filmi dünya çapında 955 milyon dolardan fazla gişe hasılatı elde ederek sinema tarihinin en çok hasılat elde eden biyografik draması oldu.

 

Murphy, “‘Peaky Blinders’ için de aynı durum söz konusuydu,” dedi. “İlk üç sezon hiç reklam yoktu, BBC Two’da küçük bir programdı; insanlar birbirleriyle bu konu hakkında konuştukları için tutuştu. Diziyi birbirlerine önerdiler”

 

“Joanne Woodward’ın dediği gibi,” diye ekledi. “‘Oyunculuk seks gibidir, yap ama hakkında konuşma’ … İnsanlar bana hep ‘Çekinceleri var’ ya da ‘Zor bir röportajcı’ derlerdi. Gerçekten öyle değil! İş hakkında, sanat hakkında konuşmayı seviyorum. Zorlandığım, gereksiz bulduğum ve yapmak istemediğim şey: ‘Bana kendinden bahset…'”

 

Murphy GQ’ya verdiği demeçte hem kişisel hem de profesyonel yaşamına değinerek “filmlerimin çoğunu izlemedim. Johnny Depp’in bunu hep söylediğini biliyorum ama aslında bu doğru. Genelde izlemediklerim iyi olmadıklarını duyduklarımdır.”

 

Kariyerinde izleyip de pek sevmediği filmlerden biri, Wes Craven’ın 2005 yapımı, uçakta bir teröristin yanında oturan ve onun suikast planına karışan bir otel müdürünü (Rachel McAdams) konu alan psikolojik gerilim filmi “Red Eye“dı.

 

Murphy sözlerine şunları da ekledi: “Rachel McAdams’ı seviyorum ve filmi çekerken çok eğlendik. Ama iyi bir film olduğunu düşünmüyorum. İyi bir B filmi.”