Ülke gündemimizde ne yazık ki sık sık yer bulan ve kendini hatırlatmakta sakınca görmeyerek onunla yüzleşmemiz gerektiği gerçeğini gözümüze sokan depremler, şehir planlamasından nasibini almamış çarpık kentleşmenin de etkisiyle çok acı faturalara sebebiyet verebiliyorlar. Halihazırda olası “Büyük Marmara Depremi”yle ilgili hemen hemen her gün yeni bir tahminle karşılaşmamız da içimizdeki 8.2 büyüklüğündeki korkuyu tetikleyen fay hattı olmayı başarıyor.

Depremin yıkıcı gücünden bir haberliğine sıyrılmaya çalışırsak, David Johnson’ın ilginç projesiyle karşılaşabiliriz. Dünya üzerindeki depremlerin geçtiğimiz 100 yıldaki verilerini kullanan Johnson, 780.000 farklı noktada gerçekleşen sarsıntıları oldukça farklı bir şekilde yorumluyor. Richter ölçeğine göre kaydedilen sarsıntıları şiddetine göre notalandırılıyor ve farklı enstrümanlarla en zararsız formlarına büründürüyor. Sonucunda ise en klişe tabiriyle Richter Senfoni Orkestrası şeklinde adlandırabileceğimiz bir veriye kavuşuyor.

Avustralyalı sanatçının projesinin ilk meyvesi olan The Poseidon Ensemble, İkinci Dünya Savaşı yıllarında meydana gelen her depremi baz alarak şimdiye kadar duyduğumuz senfoniler arasında bambaşka bir kategori ediniyor.