Filmlerde ikonik objelerin karaktere yardım ettiği, hatta karakterden rol çaldığı bile olur. Bu seride, aklımıza yer edinen film objelerine yer vereceğiz. Christopher Nolan’ın belki de üçlemedeki en iyi film olan The Dark Knight filminden Joker’in tanıtıldığı kalem sahnesi. Joker gibi çizgi roman evreninin en deli ve tekinsiz kötüsünün insanlarla etkileşimi başka nasıl verilebilirdi?
Kötü adamın girişi. İzlemesi keyif veren film unsurlarından biridir. Bir kötü adamın/antagonistin tanıtımında, yönetmen normalde o kötü adamın en belirgin özelliğini özetlemeyi ve her şeyden öte bunu unutulmaz kılmayı seçer. Kuzuların Sessizliği‘nde tetikte bekleyen Hannibal Lecter, Inglourious Basterds‘ta Hans Landa ve piposu, No Country For Old Men‘de Anton Chigurh ve genel olarak çoğu süper kahraman filmi. Lecter, Clarice’i alt etmek için koku alma duyusunu ve zekâsını kullanır, Landa cazibesi ve zekâsıyla göz korkutur, Chirgurh ise acımzasızca öldürür. Genellikle ikili bir amaçları vardır, sadece karakterlere değil, biz izleyicilere de tanıtılırlar.
The Dark Knight‘ta Heath Ledger‘ın Joker’inin birkaç tane böyle sahnesi var. İlk banka soygunu ve palyaço maskesinin altındaki deli adamın ortaya çıkışı. Daha sonra kalem sahnesi, ne derseniz deyin; bu sahne Joker’in karakterine mükemmel bir giriş.
Kalemin rolü basittir, Joker gülerek içeri girer. Gangsterler şaşırır ve inanmazlar. Onu tehdit ederler. O da “Sihirli bir numaraya ne dersiniz?” diye cevap verir. Kalemi masaya vurur, “Şimdi bu kalemi yok edeceğim”, mafya üyesi ona saldırmak için hamle yapar. Joker bir hamlede serseriyi yakalar, kafasını kaleme çarparak onu öldürür – “Tah-da! O… o kayboldu.”
Joker’in pek çok tehlikeli palyaço nesnesi var. Ama bu nesne en önemlisi, çünkü onu tanıtmak için kullanılan nesne bu, bir kalem. Kalemin tiyatrosu var, kalem bir silah, kalem bir sihir numarası, bir şaka. Joker’in psikopatlığı ölümcül bir sihir numarasında damıtılmıştır. Sihir numaralarında ölümle oyun oynandığını biliriz; bir adamı ikiye bölmek, su altında bağlamak, kılıçları bir dolaba sokmak gibi. Ama Joker’inki gerçektir. Fark etmezseniz şakalanırsınız. Sahnenin öğütlerinden biri de bu; Joker o kadar deli ki, komik olması için ölüme ihtiyacı var.
En başarılı Joker olarak düşünülmesinin sebebi ne? Heath Ledger’ın Joker’inin diğer pek çok tasvirden ayakları daha çok yere basan bir karakter olması mı? Belki de onun teatralliği gerçek dünyada da böyle olurdu. Kamera hileleri yok, süslü kurgu yok, sadece birinin kafatasına bir kalem. En basit nesnelerden biriyle ölümcül bir şaka.