“Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” motto’sundan yola çıkacak olursak, bize uzun yıllar lazım olan vücudumuza mabet gibi bakmamız gerekiyor. Burada, “Zamanım yok…” gibi bahaneleri kapı dışarı edip spora vakit ayırmak kaçınılmaz oluyor. Değişmeyen tek şey değişimin ta kendisi olduğundan spor da seneler içinde büyük bir değişime uğruyor. Varoluşunu sağlığa adayan Benenden, kadınların 100 yıl içinde değişen spor eğilimlerini 100 saniyelik tatlı bir videoyla özetliyor.

1910’larda başlayan esneme hareketleri 1920’lerde daha esnek bir hal alıyor ve 1930’larda yerini dansa kayan hareketlere bırakıyor. 1940’larda pin-up kızları en popüler zamanını yaşıyor ve spor alışkanlıkları da sahne show’ları gibi görsel olarak göz dolduruyor. 1950’lerde kadınlar, hulahop ile tanışıyor ve izleyenlerin başını döndürürken bellerini inceltiyor. 1960’larda herkesin evine twister giriyor ve kadınlar televizyon izlerken fazla kilolarından kurtuluyor. 1970’lerde dans ile aerobik birleşiyor, spor yaparken saatler fark etmeden geçiyor ve bu trend 1980’lerde yalnızca aerobik olarak varlığını sürdürüyor. 1990’larda spor salonları, “Tae Bo derslerimiz başlamıştır.” reklamı veriyor, kadınlar streslerini dövüş sanatıyla atıyor. 2000’lerde moda olan sokak dansı, günümüzde tahtını zumba’ya devrediyor.