BEYOĞLU’NDAKİ AJANSLARIN İKİNCİ ADRESİ: HELVETIA

BEYOĞLU’NDAKİ AJANSLARIN İKİNCİ ADRESİ: HELVETIA


Hipster Ev Yemeği Lokantaları Vol. 1


Ofis hayatında en çok sorulan soru nedir?

– Revizeler yetişecek mi?

– Revizeler yetişmeyecek mi?

– Mesaiye mi kalıyoruz?

– Mesaiye kalmıyor muyuz?

Hayır, hiçbiri…

Ofis hayatının en çok sorulan sorusu: Bugün ne yesek?

Bu sorunun cevap alternatifleri fazlaca uzun ve bir o kadar da kısır döngüye yatkın. Yemeksepeti’nden esnaf lokantasına, Patso’dan Delicatessen vb. cool isimli Ticket katili lokantalara kadar uzanan alternatifler, ofis çalışanlarını derin bir kararsızlığa doğru itiyor.

Biz şimdilik işin Beyoğlu kısmına değinelim…

Beyoğlu çevresinde çalışıyorsanız ve özellikle bir ajans bünyesindeyseniz, ev yemeği tercihinizde yüzde bin Helvetia’ya ikinci adresiniz yapmışsınızdır. Beyoğlu’ndaki ajans çalışanlarının ofis ve evlerinden sonra en fazla vakit geçirdiği yer olan Helvetia, Asmalı Mescit’teki General Yazgan Sokak’ta ikamet ediyor.

İlk bakışta göze çarpan en önemli özelliği hafif salaş görünümü. Ufacık bir mekanda hizmet veren lokanta, sınırlı sayıdaki masa sayısıyla, özellikle yoğun saatlerinde sıra numarası almanızı gerektirecek kadar kalabalık olabiliyor. Tuza inanmayan ev yemekleri seçenekleri arasından çoğunlukla “Freş bir yaz yemeği menüsü” elde ediyorsunuz. Bir tabakta 7 çeşit yemeği görebilmeiniz mümkün.

Yaklaşık 2 yıldır düzenli olarak uğradığımız Helvetia, kasa, mutfak ve yemeklerin bulunduğu bölümü tek bir noktada toplamayı tercih ediyor. Hoş, fazla da bir seçenekleri yok…

Yoğun saatlerinde uğradığınız bir Helvetia, yemek siparişi verme aşamasında sabrınızı deneme sınavına sokabilir. Grup halinde, adeta bayi toplantısına gider gibi hareket eden ajans çalışanları, toplu halde hesap ödemeye kalktıkları için sipariş verene kadar hayatınızı, bugüne kadar neyi doğru neyi yanlış yaptığınızı düşünecek bol bol vaktiniz olur. Sıra size geldiğinde ise temel yemek bilginiz çok yüksek değilse vereceğiniz siparişin formatı genellikle şu şekildedir: “Biraz pilav, şu tavuk mu?, biraz şundan, biraz da bundan, ha bir de Diet Cola.”

Ya da o esnada gördüğünüz ve gözünüze hoş gelen bir tabağı çalışana gösterip “Aynısından…” diyebilirsiniz.

Yemeklerin Pantone kataloğundan hallice renk tonları ve görüntülerinin yakınlığı sağ olsun, az kuru az pilavdan terk olanlar için neyin ne olduğunu anlamak biraz güç olabilir. Yeme işlemine geldiğinizde ise, kestirme bir Kavimler Göçü tecrübesi yaşamanız kuvvetle muhtemeldir. Mekan doluysa ve grup halinde geldiyseniz, yapabileceğiniz yegane şey masalardaki tek tük yerlere Kavimler Göçü’ndeki boylar gibi bölünmek olacaktır. Bu sırada diğer ajans çalışanlarının dedikodularına kulak misafiri olarak çalıştığınız yere Top Secret bilgilerle dönebilirsiniz.

Helvetia’yı turizmin bacasız sanayilerinden biri olarak betimlemek de mümkün. Turistlerin, karınlarını doyurmak adına çözüm ortağı bellediği Helvetia’ya birkaç kez uğramanızın ardından farklı lisanlara karşı bir kulak dolgunluğuna erişeceksiniz. “Anlıyorum, ama bir türlü konuşamıyorum” klişe cümlesini kullanmak için daha iyi bir fırsat bulamayabilirsiniz.

Kış aylarında kapıyı kapamayı unutan müşterilere senkronize olarak dik dik bakılan bir yerdir Helvetia… Kimileri ise, içerisi azıcık hava alsın diye kapının sürekli açık kalmasından yanadır. İçerideki sıcaklık, havasızlıkla birleştiğinde mekanın camları Titanic filminden de hatırlayabileceğiniz şu görüntüyü verir.

Dışarıdaki az sayıda masayı bir nevi VIP bölümü olarak tanımlayabiliriz. Eli yemekte gözü dışarda olan müşteriler, şahin bakışlarıyla boşalacak bir dış masanın hayallerini kurar. Bu masaların en büyük dezavantajı ise hafif yokuş bir alanda bulunmasıdır. Daha alçakta kalan sandelyede oturan bir Helvetia müşterisi, eğer boyu da kısaysa kendini pekala Hobbit sofrasında gibi hissedebilir.

Helvetia’daki masaların çalışanlar tarafından konulmuş adları vardır. Ortadaki büyük masanın adı “Orta saha”‘dır. Kasa noktasına hesap için gittiğinizde, “Şurada oturuyordum” dersiniz. Duayacağınız “Sağ kanat, sol açık, ileri uç hesap!”cevaplarıyla kendinizi halısahaların acar topçusu gibi hissedebilirsiniz.

Lezzetli sayılabilecek yemeklere göre çok da yüksek fiyatlar talep etmeyen Helvetia, bahşis alabilmek konusunda üstün yeteneklerle donanmış bir mekan. Paranızın üstü, muhakkak ama muakkak bol bozuklu bir şekilde, bir kutunun içinde size uzatılır. Hal böyle olunca, insan o kadar bozuğu ufacık kutudan, hem de çalışanın gözü önünde toplamaya utanır. Bir şekilde bahşiş bırakmış halde bulursunuz kendinizi…

Ha unutmadan; sipariş vermeyi beklediğiniz kadar hesap ödemeyi de bekleyeceğiniz gerçeğiyle yüzleşmenizde fayda var. Bu süre zarfı içerisinde, 2023 yılındaki yaz tatili planlarınızı gözden geçirebilirsiniz.

Beyoğlu’nda ev yemeği yemenin hafif salaş, lezzetli ve de bekleme süresi uzun adresi Helvetia’ya ilk defa gideceklere şimdiden afiyet olsun diyoruz.