Dünyanın en sıkıcı rutinlerini yerine getirme zorunluluklarından birkaçını peş peşe sıralayan kimlik çaldırma durumu, fotoğrafçı Jessamyn Lovell'la bambaşka bir format kazanıyor. Biz benzer bir durumda gazeteye ilan vermekle, devlet dairelerinde oradan oraya koşturmakla meşgul olmak zorunda kalırken Lovell, bu sevimsiz deneyimi fırsata çeviriyor. Nasıl çeviriyor? Kimliğini çalan hırsızı buluyor, onu takip ediyor, fotoğraflıyor ve fotoğrafları sergiye dönüştürüyor.

Polisin hırsızın kimliğini bir türlü açığa çıkaramaması sonucu ipleri eline almaya karar veren Jessamyn Lovell, yaptığı araştırmaların sonucunda kimlik hırsızı Erin Hart'ı buluyor. Bulduğunda aklına gelen ilk şey onu bir köşeye çekip kavga etmek oluyor. Sonradan sakince düşünen Lovell, kimlik hırsızının bunu neden yaptığını merak ediyor. Bu merakının sonucunda Erin Hart'la konuşmaya karar veriyor. Bu konuşma, konsepti çok şaşırtıcı bir sergiye vesile oluyor. Peki nedir bu sergi?

Kafası farklı çalışan fotoğrafçı başta kimliğini çaldırdığı yer olmak üzere hırsızı farklı lokasyonlarda fotoğraflıyor ve bu fotoğrafları San Francisco'daki SF Camerawork'te Dear Erin Hart başlığı altında sergilemeye karar veriyor.