SATILIK KALEM TARAFSIZCA DEĞERLENDİRİYOR

SATILIK KALEM TARAFSIZCA DEĞERLENDİRİYOR


Gel bakalım Berlin...


Berlin’in Berlin’i

5 üzerinden 5 yıldız (Mükemmel bir şehir)

satilik_kalem_avatar

Karikatürist arkadaşım Serkan Altuniğne vesile oldu geçtiğimiz hafta beleşten Berlin’e gittik… Serkan bir sergi düzenledi orada. Türk Karikatürü’nün 50 Yılı gibisinden, bir de arada bir komedi festivali var, onda da saygıdeğer eşimin bir komedi kolektifi var ‘Çok da fifi’ diye, belki duymuşsunuzdur, kadınlardan oluşan bir stand-up ekibi, onlar da Gorki Tiyatrosu’nda iki gün üst üste sahneye çıktılar… İki gösteri de çatlayana kadar doldu salon, ben de serginin kapanışında müzik çaldım. Dedim ya, Serkan vesile oldu, yoksa bu zamanda Berlin’e kim gitmiş, kim orada Avro olarak harcama yapmış… Sağ olasın Berlin Büyükşehir Belediyesi bizi konuk etti. 3_standup

***

Parklara buradan bakarsınız.

DSC04022

***
Ülkenin başındakilerin bile ‘Malum döviz kuru’ diyerek düşmanlaştırmaya çalıştığı Dolar ve Avro almış başını gitmiş. Dolar 5 buçuj, Avra 6 küsur zaten. Havalimanında su almaya çalışsan 3 Avro. Abbov! Hem de 20cl. su… Yani o kadar kur farkına rağmen hala içki daha ucuz. İçene tabii. Kamyoncuların ve benim gibi evsiz stylingli insanların tercihi bi şişe kök likörü (Yager) 11 Avro… İstanbul’da almaya çalışsan 170 liradan ucuza bulamazsın… Neyse, mevzu o değil. Aldım oranın A101’i gibi bi yerden hepsini içtim… Siz içmeyin, hepsini içmeyin ya da en azından.

***

DSC03940

Bundan önceki gidişimde tabii ki yiyecek zehirlenmesinden ev hapsi yaşadığım ve çok da fazla bi şey anlamadığım Berlin’i bu kez biraz anlar gibi oldum. Bir önceki sefer tabii yine pazar günü acilde sıra beklerken en üstte yazan Türkçe ‘Lütfen sıranızı sormayın’ yazısı aklıma geliyor…

***

DSC04235

Berlin’de her yer park… Yani yalan dolan yok. Bir sokaktan geçiyorsunuz, hadi bi sokak daha geçin, sonra park. Her yer yeşil alan. Demek ki isteyince oluyormuş, demek ki böyle şeyler mümkünmüş… Adamlarda hava dandik. Soğuk, güneş gitti mi elinizi ayağınızı kesiyor. Şansımıza küresel ısınma sağ olsun havalar gayet güzeldi. Bütün şehir sonbaharın da etkisiyle sapsarı olmuş, parklar insanlarla dolmuş, herkes köpeğini gezdiriyor, sporunu yapıyor.

DSC04254

***

Sokaklarda her yerde bisiklet var, herkes bisiklete biniyor. Bisiklet yolları var. İnsanlar genelde sağlıklı görünüyor… Serserilik ise her yerde daim. Yani kimse kimseye laf etmediğinden herkes istediği gibi takılıyor. Sokakta bira içiliyor her saat. Kimse kimseye karışamaz felsefesi hakim. İçeceğini içtin ya, boşları çöpün altına bırakıyorsun, ihtiyaç sahipleri abiler gelip alıyor, depozitosunu da otomattan emikliyor… Pet şişe vb. malzemeler için otomatlar var, insanlar sokaklardan ya da evlerinden topladığı atıkları para karşılığında otomatlara atıyor. Ulaşım çözülmüş, şehirde her yere neredeyse 15 dakikada, otobüs, raylı sistem ya da metroyla gidebiliyorsunuz. Olmadı bisiklete atlarsınız…

DSC04268

***

Bazı yaşlılar da çöp topluyor ama insanca bir çevre için. Parasında değil yani. E herkes ortalığı temizleyince sen de bir noktada çöp atmak istemiyorsun. Şehir adım adım eğitiyor seni, insana benzetiyor.

3_DSC03991

Berlin’de herkes birbirini uyarıyor. ‘O öyle yapılmaz böyle yapılır’ diyor. Misal, sokakta bazı mekanların sigara içebileceğiniz bir alanları var. Yerde bir çizgi, eğer ayağınız o çizgiden dışarı çıksa, bir teyze gelip sizi uyarıyor… Evladım sigaranı kuralına göre iç diyor. Her şeyin kuralı olduğu için her şeyin de bir standardı oluyor haliyle. Düzen böyle bir şey. Yoksa salla gitsin.

2_DSC03980

***

Bu sürekli düzeltme ve uyarma bizim gibi her şeyi OLDUĞU KADAR yapan halklar için ‘Almanlar bize posta kayıyor’ gibi algılansa da adamların öyle bir derdi yok. Adamlar sadece işler belli standartlara uysun, herkes kurallara uysun, toplum bu çalışan sistemler üzerinde kurulsun diyor.

DSC04104

Matbaayı bulduktan sonra ‘Ya bu harfleri bi standarda oturtalım da bizden başka matbaa işiyle uğraşanlar kolaylık yaşasın’ diye tipografiyi bulan adamlar, böyle bir düzen ve sistematik içinde takılıyorlar. Ya düşün, şehirde hedonist parti oluyor… Hedonist parti dediğimiz şey de halayın daha farklı bir boyutu. Cinsellikli halay gibi düşünün… Halaydan bir iki hafta sonra Berlin Büyükşehir Belediyesi bir anons geçiyor. Diyor ki: Değerli Berlinliler, geçtiğimiz haftaki Sincap Kulüp’teki hedonist partideki halaya katılanların en kısa sürede sağlık taramasından geçmesi gerekmektedir, zira bir halaybaşında menenjite rastlandı… Adamın belediyesi vatandaşını halay çekerken ve hatta halaydan sonra bile düşünüyor. Buradan insana saygıyı anlayın…

DSC04229

***
Bi yerde bi sokağın ortasında bir grup çocuk gördük. Çocuklar slogan atıyorlardı. ‘Dans etmek hakkımız’ lafının Almancası atılan slogan. Sorduk ‘Ne ayaksınız?’ diye, öğretmenleri ‘Genç yaşta protesto etmeyi ve haklarını aramayı öğretiyoruz’ dedi… Bizde olsa seri şekilde fısfıslanır o çocuklar. Anası babası da tutuklanır aylarca tutuklu kalır… Almanlar bizi kıskanıyor.

***

kapak_DSC04216

Ha bu arada kimlik vb. taşımanız gerekmiyor sokakta. Kimse sizin üzerinizi de arayamıyor. Çünkü insan hakları çok uzak olduğumuz bir kavram. O yüzden şaşırıyoruz. Bak daha demin sabah memurlara uzaktan baktım ne yapıyorlar diye. Göz göze gelince tabii beni de GBT’lemek istediler. Önce genç memur not defterimi ‘Pasaport mu o?’ diye pasaportla karıştırdı. Not defteri kahverengi ve üzerinde hiçbir şey yazmıyor. Saman kağıttan gibi. Pasaport daha önce gören birisi -ki pasaportları emniyet veriyor zaten- bunu pasaportla karıştıramaz diye düşünüyordum, neyse ki yanılmışım… Sonra kimlikteki fotoğrafıma ve bana uzun uzun baktı. Fotoğraftaki sen misin diye sordu. Ya abi, asimetriden anlamıyorsun hadi anladım, bari bi kulağım yok, oradan çıkar… Neyse ki deneyimli diğer memur bey ise bana bakıp ‘BUNU dün kontrol ettim’ dedi. Bir eşya gibi… Vatandaşa BU diye hitap etmek zaten mantıklı. Bu arada ‘Dün’ sokağa çıkmamıştım ve o noktada (Kadıköy metro çıkışı) daha önce hiç kontrole denk gelmemiştim. O da ne işe yarar bilinmez. Kafaya göre vatandaşı darlayıp kimliğine filan bakılması insanın onurunu da zedeliyor ama kime anlatıyorum? İnsanlar sokaktaki ya da devlet dairelerindeki memurlara gidip ‘Bugün rüşvet aldınız mı?’ diye soruyor mu?

DSC04212

Bu sefer Berlin Büyükşehir Belediyesi’nin misafiri olduğum için kendilerini övdüm. Haftaya beni IBAN’layın sizi de öveyim… IBAN’larınız size güzellik olarak geri dönecek, elinizi korkak alıştırmayın.

IBAN: TR30 0006 2000 7230 0006 6217 63
(İsim kısmına Kaan Sezgin yazarsınız. Şaşırmayın, o da size şaşırmayacak)