daha çok yeşil para için daha çok yeşil perde

daha çok yeşil para için daha çok yeşil perde


sinematografiyi öldüren sansürler


Son zamanlarda çıkan yüksek bütçeli filmler, görsel efektçilerin dili dışarıda çalışıp binlerce hezeyanda bulunmasına rağmen bol bol CGI içeriyor. Hollywood sektörünü durma noktasına getiren ve 20 yılda bir olan senarist – oyuncu grevinden ise görsel efektçiler yararlanamıyor. Görsel efekt sektörü, MCU’nun 32 filmlik başarısından sonra tekrar regüle edildi. Artık senede görsel efektin filmin çoğunluğunu oluşturduğu minimum 10 yüksek bütçeli film vizyona giriyor. Eskiden filmlerdeki pürüzleri gideren estetik bir tercih olan görsel efekt kültürü yerini oyuncuların filmin çekildiğini bile anlamadığı, yeşil perdede çekilip sona eren yeni sistemine bıraktı. Filmleri yarı animasyon yarı gerçek gösteren CGI VFX aşkının tahmin etmediğimiz sebepleri var. 

Görsel efekt, sabır, uğraş ve bol bol bilgisayar mikroçipi gerektiriyor. Bunca filme bu derece hızlı hizmet verebilen görsel efekt sektörü nasıl Amerika’daki sendikalardan ve emekçi dostu grevlerden etkilenmeden pişirmeye devam edebiliyor? Cevabı sayılarda gizli. Amerika’da, görsel efekt gerektiren filmlerin neredeyse tamamının gerektiği Hollywood’un bulunduğu ülkedeki VFX stüdyo sayısı yalnızca 174. Buna karşın dünyada 4000+ görsel efekt şirketi var. Yani; görsel efekt sektörü kendisini fiziken Amerika’dan uzaklaştırmış ve dünyaya yayılmış durumda. Görsel efekt emekçileri, Avrupa standartlarından veya sendika grevlerinden uzak tutuluyor. Hollywood içerisinde çalışmaya devam eden makinenin tek dişlisi haline geliyor.

Her şeyin normal olduğu, vakuma devam eden film sektöründeki görsel efekt bolluğunun ise estetikten çok ticari sebepleri var. Basit bir silahın, bir sandalyenin, sıva çekilmiş duvarın bile görsel efekt olup yeşilde çekilmesinin altında dolaylı yoldan sansür yatıyor. CGI olması gerekmeyen şeyler için CGI kullanmalarının nedeni, yöneticilerin pazar araştırmaları veya diğer ülkelerin sansür yasaları gereğince post prodüksiyonun herhangi bir noktasında değiştirebilir olmasıdır. Pratik efektler ve plastik makyajda yılların tecrübesiyle ustalaşan insanlara sahip olmamıza ve ekranda çok daha iyi görünmesine rağmen, kan fışkırmalarının neden şimdi hep CGI olduğunu hiç merak ettiniz mi?

Yurtdışı pazarındaki sansürleri aşmaları gerektiğinde sahneyi kansız olarak yeniden montajlayabilmeleri için böyle bir katakulliye gidiliyor. Böylece her şeyi yeniden set etmeyerek zaman ve paradan tasarruf ediliyor.  Çin ve Hindistan piyasası nüfuslarından dolayı akıl almaz derecede büyük. Hollywood, bu piyasalarda gösterime girebilmek için bu ülkelerin tuhaf sansür yasalarına “he” demek zorunda kalıyor. Yüksek bütçeli her film, yatırılan paradan dolayı riski minimize etmekle yükümlüdür. Filmler tuhaf sansüre uğrasın ya da uğramasın, uğrayabileceği düşünülerek sadece temel assetler gerçek ürünlerle kullanılır. Bu da yavaş yavaş sinemayı öldüren etkenlerden biri haline geldi. 90’lar, 2000 başındaki filmlerin görsel efektinin neden bu kadar iyi olduğunu sorgulamaya başladık. 

Filmin kurgusunu da etkileyen bu durumla birlikte sahnelerin düzeni, sırası, storyboard anlamını yitirmeye başladı. Artık sinematografinin büyük filmlerde berbat olmasının nedeni de bu. Etkileyici geniş planlar da büyük risk meselesi haline geldi. Kadrajdaki obje sayısı arttıkça risk büyüyor. Bu yüzden ekranda gördüklerimiz sadeleşirken daha fazla yakın plan çekime maruz kalıyoruz. Mesela sahnenizi yaratıcı bir şekilde aydınlatamazsınız çünkü değiştirmeye karar verirlerse gölgelerin eşleşmesi gerekir. Cruella’da bir yeşil ekran çekimi var, onu aydınlatırsanız aydınlatmanın ne kadar çiğ durduğunu görebilirsiniz. Çekerken muhtemelen arka planın ne olacağını bilmiyorlardı.