Sosyal platformların engin dehlizlerinde sonsuz bir 3-5 nöbeti tutuyorsak, bu durumda ‘İlkokul arkadaşımı bulacağım.’ gibi çok naif bir sebeple dahil olduğumuz ve müebbete yelken açtığımız Facebook’un büyük bir payı var. Mark Zuckerberg’ün başımıza Facebook mavisinden bir çorap ördüğü günden bu yana, birinci adresimizin ikameti değişmiş vaziyette. Kimi zaman ara vermeye niyetlensek de, kürkçü dükkanının internet şubesine ışık hızındaki geri dönüşümüz pek gecikmiyor. İstisnalar ise tabii ki kaideyi bozmuyor.

Facebook’u kimi zaman one night stand’den hallice girişimlerle başka sosyal platformlarla aldatmıyor muyuz? Maymun iştahlı ve ayran gönüllü olmanın verdiği yetkiye dayanarak tabii ki aldatıyoruz. Eninde sonunda ‘Dülay, n’olursun affet beni!’ düğmesine bastığımız gerçeği ise bir köşede dağ gibi duruyor.

Bir şeyleri başka bir şeyin yerine koyma refleksimiz aldatma dürtümüzü tetikleyen en büyük unsurlardan biri sayılabilir. Bu yüzden hayata dair her alanda ‘Yeni X’, ‘Y’nin tahtının varisi’ gibi tanımları yapmamız veya bu tanımlarla karşılaşmamız kaçınılmaz oluyor.

2014’te sosyal medyanın itici gücünü arkasına alan Ello, birçok otorite tarafından Facebook’un tahtına aday gösterildi. Web sitesine girdiğimizde durumun öyle olmadığını anlamamız ise iki saniye kadar sürdü. Yine de ‘Acaba?’ sorusunu zihinlerimizde muhafaza ettik. Kişisel Ello sayfalarının Facebook üzerinden paylaşılması bile ‘Acaba?’ ihtimalinin olmadığını gösteriyordu oysa ki…

Aradan geçen kısa zamanın ardından Ello’nun e’sini bile hatırlamaz olduk. Kürkçü dükkanı Facebook’taki hayatımıza kaldığımız yerden devam ettik. ‘Bir Ello vardı, ne oldu ona?’ diyen bir allahın kuluna rastlamadık. Derken Ello, kendini son çırpınışlar kategorisine girecek bir şekilde hatırlattı.

Mart ayını ‘NSFW Ayı’ ilan ettiğini açıklayan Ello, Facebook ve benzeri sosyal paylaşım platformlarında gönül rahatlığıyla uygunsuz diye tabir edilen içerik paylaşamayanlara kollarını açtı. Çıplaklığı, erotizmi ve pornoyu bir aylığına serbest bırakan Ello’nun, bu hareketinin son çırpınışlar dahilinde olduğunu düşünmemek elde değil. ‘Gelin, gönül rahatlığıyla uygunsuz içerik paylaşın.’ diyen Ello’nun kafa üstü çakılmaya programlanmış akıbetinin değişeceğini pek tahmin etmiyoruz. Siz ne düşünüyorsunuz?