Bu bir isyan yazısıdır. Akademi başta olmak üzere neden sinema bilirkişileri ödüllerini korku & gerilimlerden esirgiyor? Dünyanın dört bir yanındaki sinemaseverler arasında en popüler türlerden biri olan korku filmleri, Akademi takdiri söz konusu olduğunda sürekli olarak göz ardı edildi. 

Mesela dönem filmlerine (The Favourite, Lincoln ve Little Women), savaş destanlarına (1917, Dunkirk ve Hacksaw Ridge) ve biyopiklere (Bohemian Rhapsody, Darkest Hour ve The King’s Speech) açık bir teveccüh var. Joker’in (2019) adaylıkları ve Black Panther’in 2018’de üç ödül birden kazanması nedeniyle Akademi tarafından yeni yeni takdir edilmeye başlanan bazı türler, özellikle de çizgi roman filmleri var. Akademi 92 yıl boyunca dram dışı türlere ödüller de dağıttı, demek istiyoruz. Ama korku filmleri üvey evlattı. 

Toplamda 92 ödül töreninde sadece altı korku filmi En İyi Film ödülüne aday gösterildi ve sadece bir tanesi, Kuzuların Sessizliği (1991) ödülü kazanabildi. Bir korku filminin bu kategoride aday gösterilmesi de uzun zaman aldı; 1973 yapımı The Exorcist bunu başaran ilk film oldu.

1970’lerden önce hiçbir korku filminin aday gösterilmediği düşünüldüğünde, bazı efsanevi korku yönetmenlerinin bu kategoride hiç aday gösterilmediği ortaya çıkıyor. Eksiklikler arasında en şok edici ve ünlü olanı, belki de tüm zamanların en tanınmış korku yönetmeni olan Alfred Hitchcock‘tur. 

Gönül verdiği janra yüzünden En İyi Yönetmen dalında toplam 5 kez aday gösterildi ve her seferinde kaybetti. 1968’de yapımcılık dalında Irving G. Thalberg Anma Ödülü ile onurlandırıldı, ancak Psycho (1960) ve The Birds (1963) gibi ikonik korku filmlerini yönetmesine rağmen hayatı boyunca hiçbir zaman Oscar kazanamadı. Kepazeliğe bakın. 

Akademi’de korku filmlerine karşı olan önyargı, niş pazarları ve cesur anlatı seçimleri nedeniyle 1950’lerde ve 1960’larda barizdi ve bu durum pek değişmedi. Bu on yılda Akademi Ödülleri’nde adaylık listesine girebilen tek büyük korku filmi 2017’de Jordan Peele‘nin Get Out’u oldu. En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu (Daniel Kaluuya), En İyi Özgün Senaryo ve gıpta ile bakılan En İyi Film ödülü olmak üzere dört dalda adaylık elde eden filmin hak ettiği takdiri görmesi korku sever topluluk için yeni bir soluk oldu.

En İyi Özgün Senaryo dalında Jordan Peele’ye ödül kazandırması da ayrıca sevindiriciydi. Senaryonun ne kadar yenilikçi ve benzersiz olduğu göz önüne alındığında, bu tanıklık etmek için harika bir andı ve Peele’in tamamen hak ettiği bir ödüldü. Ancak, Akademi üyelerinin Get Out’u korku unsurları için mi yoksa filmde yoğun olarak vurgulanan ırkçılık meseleleri nedeniyle mi ödüllendirdiklerini sorgulamak zorundayız. Ödülü filmin kaşına gözüne vermedikleri açık. 

Özellikle takdir görmesini en çok istediğimiz korku yönetmeni Ari Aster. Ti West, Jennifer Kent, Robert Eggers, Mike Flanagan gibi isimler de onun vizyonunu takip ediyor. Bu isimlerin her biri, sinematografisinden senaryosuna, göz ardı edilemeyecek işlere imza atıyor. 

Akademi, daha çeşitli filmlerin aday gösterilmesini ve prestij ödüllerini kazanmasını sağlamak için oylama grubunda yavaş ama sürekli değişiklikler yapıyor. Parasite’ın 2020’de kazanması, oylama grubunun daha önce hiç tam olarak benimsemedikleri bir film tarzını kabul etmeye yaklaştıklarını kanıtlıyor. Çizgi roman filmleri ve yabancı dilde filmlerle yavaş yavaş bu noktaya geliyoruz, şimdi korku türünde harika işler çıkaranları ödüllendirmenin zamanı geldi.