ülkesine ve sevgilisine toksik aşkıyla napoleon

ülkesine ve sevgilisine toksik aşkıyla napoleon


tarihi kişiliği ridley scott'ın bakış açısıyla değerlendirdik


Bir Napoleon filmi izlemeye giden seyircilerin bir kısmı beklediğini tam olarak almadı. Ne bekliyorlardı? İşte az buz destansı savaşlar, buna mukabil yırtılan vücut parçaları, kısa bir komutan. Bunun yerine saray-muharebe alanında mekik dokuyan, bol bol sevişen ve 1.80 boylarındaki aşık bir Joaquin Phoenix ile karşılaştılar. Film, Napoleon ile 14 yıllık eşi ve Fransa İmparatoriçesi Josephine (Vanessa Kirby) ile olan ilişkisine dair pek çok şey anlatıyor. Aşk hikayelerinin derinliklerine iniyor: Mektupları, Josephine’in yasak ilişkileri ve nihayetinde Napoleon’dan altı yaş büyük olan Josephine’in yeni yetme imparatora bir varis verememesi nedeniyle gerekli olan boşanma törenleri. Aydınların ve ailelerin katıldığı bu tuhaf boşanma töreninde, çiftin birlikteliklerinin sona ermesine rağmen birbirlerine duydukları sevgi vurgulanıyor.

 

Napoleon konuşması sırasında “15 yıl boyunca hayatımı güzelleştirdiniz, anılarınız kalbime kazındı” der. Josephine de benzer şekilde sevgi dolu konuşmasını ve bunu Fransa’nın iyiliği için yaptıkları ısrarını sürdürmeye çalışır, ancak zorlanır ve Napoleon onu sarsar. Tokatlayarak bunu ülkesi için yapmasını söyler. İzleyiciler, bu ilişkinin -ve yıkımının- ne kadarının gerçek, ne kadarının kurgu olduğunu merak ediyor.

 

Ancak bu boşanma törenine ve gerçekten böyle olup olmadığına – ve nedenine – dalmadan önce, saygı duyulan komik şapkalı küçük adam hakkında biraz bilgi verelim.

 

A man in a wide hat in front of the pyramids

 

Napolyon kraliyet ailesinden değil, Korsikalı küçük bir İtalyan soylu aileden gelen bir Fransız subayıydı. Ancak doymak bilmez bir okur ve parlak bir askeri stratejist olması, rütbelerinde daha da yükselmesine neden oldu. Eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy’nin oğlu ve yakında çıkacak olan Napoleon’un Kütüphanesi kitabının yazarı Louis Sarkozy: The Emperor, His Books and Their Influence on the Napoleonic Era (İmparator, Kitapları ve Napolyon Dönemi Üzerindeki Etkileri) Napoleon’un “inanılmaz, çok yönlü bir karakter” olduğunu söylüyor.

 

Kral 16. Louis ve eşi Marie Antoinette’i giyotinle tahttan indiren meşhur Fransız Devrimi’nden sonra Napoleon’un gücü ve etkisi askeri ve siyasi zaferleriyle artmış, sonunda bir darbe yaparak 1799’da Fransız Cumhuriyeti’nin birinci konsülü olmuştur. 1804’te kendisini Fransa İmparatoru ilan etmiştir. Efsaneye (ve filme) göre Papa Pius VII’nin elinden tacı alıp kendi başına taç giymiştir ki bu, Kilise’ye saygı göstermediğini ortaya koyan duyulmamış bir harekettir. 

 

Josephine Aslında Doğru Seçim

 

Fransa’nın sırt çevirdiği aristokrasinin bir üyesi olan Napoleon’un eş seçimi aslında siyasi açıdan kendisine fayda sağladı. Warwick Üniversitesi’nde Fransız çalışmaları profesörü olan Katherine Astbury, Vox’a şunları söylüyor: “Josephine, Napoleon’un Devrim sırasında karşıt taraflarda olanları uzlaştırma politikasının önemli bir parçasıydı. Toplumdaki konumu siyasi farklılıkları yumuşatmasını sağladı. İlk konsülün ve ardından imparatoriçenin eşi olarak rolü, rejimin ihtişamını arttırmaktı.” Josephine göz kamaştırıcı bir ev sahibi ve diplomattı, birçok kişinin son idamların Fransa’nın barbarlaştığı anlamına gelip gelmediğini merak ettiği bir dönemde Fransa’yı müreffeh ve sofistike bir ulus olarak sundu. Astbury, Josephine’in giyim kuşama, savurganlığıyla ünlü Marie Antoinette’ten çok daha fazla para harcadığını söylüyor. Buraları filmde görmedik. 

 

Napoleon da hükümdarlığı sırasında savaş ve devlet için çok katkı sağladı. Filmde gösterildiği kadar sadece tutkularının izinden yaldır yaldır koşturmuyordu. “Sarkozy Vox’a şunları söylüyor: “Orduları sahada hareket ettirmenin bir yolu olan Corps d’Armée sistemini icat etti ki bu kesinlikle devrim niteliğindeydi.” Başlangıçta bu kadar çok savaş kazanmasının nedeni buydu. Neredeyse herkes tarafından kopyalandı. Onun Mısır seferi modern arkeolojiyi yarattı ve Rosetta Taşı’nı keşfi hiyerogliflerin deşifre edilmesini sağladı.” Sarkozy onu “hatalarla dolu” olsa da “yüce bir dahi” olarak nitelendirecek kadar ileri gidiyor.

 

A young and beautiful woman in a crown.

 

Görkemli Boşanma Süreci

 

Her fatih gibi Napoleon’un da bir varise ihtiyacı vardı. Bununla birlikte, Napoleon kendi kendini yetiştirdiği için, çocuk sahibi olmak hükümdarlığı için tartışmasız daha da önemliydi. Sarkozy Vox’a Napoleon’un saltanatını güvence altına alma dürtüsünün boşanmanın başlıca nedeni olduğunu söylüyor. “Her zaman Bourbonların, kendisinden önceki Fransız krallarının, meşruiyetlerini inşa etmek için bin yılları olduğunu söylerdi. Onun bin yılı yoktu. Sadece 10 yılı vardı. Hanedanlığını sağlamlaştırmak istiyordu. Peki, bunu nasıl yaparsınız? Bir oğlunuz olur. Ve ne yazık ki Josephine bir erkek çocuk doğuramadı.”

 

Napoleon Josephine’i ne kadar sevse de, kendisinden altı yaş büyük olan Josephine’in başka çocuğu olamadı (ilk kocası Beauharnais Vikontu’ndan iki çocuğu oldu ama Napoleon’dan hiç olmadı.) Filmde, Napoleon’un annesi onu 18 yaşında bir kızla seks yapmaya zorlayarak onu hamile bırakıp bırakamayacağını görmekte ve hamileliğin olmamasının Jospehine’in mi yoksa Napoleon’un mu suçu olduğunu belirlemektedir. Gerçek hayatta Josephine’i aldatmak bu kadar tatsız ya da zorlayıcı bir görev değildi. Sarkozy, “Sanırım hayatı boyunca iki ya da üç gayrimeşru çocuk da dahil olmak üzere yaklaşık 22 ila 24 metres sayabiliriz” diyor.

 

Ancak evlilik dışı doğan çocuklar tahtı miras alamazlar. Filmde Napoleon’un diğer çocuklarından birini Josephine’in çocuğu olarak göstermeyi düşündüğü bile gösteriliyor. Ama sonuçta, siyasi deha, mirasını korumak için evliliğinden bir varisi olması gerektiğini biliyor. Bu yüzden evliliğin feshi ve töreni için bastırıyor. Daha sonra Avusturya arşidükünün kız kardeşi Parma düşesi Marie Louise ile evlenerek onu Fransa’nın yeni imparatoriçesi yapıyor. 

 

Astbury, “1806’da kalıtsal imparatorluk fikrini güçlendirmek için bir yasa çıkarıldı ve maddelerden biri imparatorluk ailesinin üyelerinin boşanamayacağını söylüyordu” diyor. “Napoleon’un bir varis sahibi olabilmek ve Josephine ile olan evliliğinden ayrılması için çok fazla manevra yapması gerekti.” 

 

Josephine’e olan sevgisi ve onu bir kenara atıyormuş gibi görünmemenin öneminin karışımından bu boşanma töreni ortaya çıktı. Astbury törenin “siyasi açıdan yararlı olduğunu” söyler. Josephine bunu kendi özgür iradesiyle yaptığını gösteriyor. Yaptığı konuşma Napoleon’la birlikte dikkatlice hazırlanmıştır ki Josephine ona bir varis bırakamaması nedeniyle aşağılanmasın.” Gerçek hayatta Josephine’in konuşması şöyleydi: “Siyasetin ve daha büyük çıkarların gerektirdiği bu hareketin Napoleon’un kalbini ne kadar acıttığını biliyorum; ancak onun ve benim ulusumuzun iyiliği için yaptığımız fedakarlık görkemlidir.” Josephine, daha fazla aşağılanmasını önlemek için boşanmadan sonra dul imparatoriçe unvanına sahip oldu, Malmaison’daki evlerini korudu ve yüklü bir ödenek aldı. Gerçek hayatta ve filmde Josephine, Napoleon’un hayatında sahip olduğu bu yarı yarıya konumu kabullenmiş görünüyor, bir eş değil ama tam olarak bir eski sevgili de değil. 

 

Ancak Josephine’i boşamak ve yeni evlilik tartışmalı bir şekilde faydasızdı, çünkü Avusturya ile yapılan ittifak başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Sarkozy, “Bu bir hataydı çünkü Avusturya’nın Fransa ile olan anlaşmazlıkları uzlaşmazdı” diyor. “Avusturya’nın nüfuzunu genişletmek istediği iki bölge, Fransa’nın nüfuzunu genişletmek istediği bölgelerle aynıydı: Kuzey İtalya ve Almanya. Bu yüzden arşidükün kızıyla evlenmiş olsa da, birkaç yıl sonra onlarla tekrar savaşa girmişti.”

 

Hanedanlık Neden Sona Erdi?

 

Hanedanını korumaya gelince, bu biraz karışık. Marie Louise’den bir oğlu olmasına rağmen, Napoleon’un hükümdarlığı Rusya’da yenilip Elba adasında sürgüne gittikten sonra sona erdi, ardından gücünü geri kazandı ve Waterloo’da tekrar kaybetti, bu kez güneybatı Afrika kıyılarından 1.200 mil uzakta, Atlantik’in ortasında küçük bir ada olan Aziz Helena’da temelli sürgüne gitti. Fransa onun oradan çıkmasını gerçekten istiyordu. Oğlu Napoleon François Charles Joseph, Napoleon II olarak sadece 20 gün süren kısa ve tartışmalı bir hükümdarlık dönemi geçirdi ve sonunda yerine kuzeni Napoleon III geçti. (Napoleon III, ironik bir şekilde Josephine’in tek kızı Hortense ile Bonaparte’ın kardeşi Louis’nin oğluydu). Üçüncü ve son Napoleon’dan sonra Fransa, Cumhuriyete geri döndü ve kısa ama unutulmaz Bonaparte hanedanı fiilen sona erdi.

 

İmparatorluğun ve Napoleon’un çöküşü için kimi suçlayabiliriz? Belki de “tüm zamanların en büyük generali” aslında o kadar da büyük değildi? Kaçınılmaz askeri ve siyasi yanlış hesaplamalar mıydı? 

 

Yoksa imparatorluk o boşanma töreninin yapıldığı gün mü öldü?

 

Film, Napoleon’un düşüşünün Josephine’den boşanmasından kaynaklandığı fikriyle oynuyor. Dönemin generali, Josephine’in kendisi Mısır’dayken sürdürdüğü ilişkiyi ilk duyduğunda ona gelir ve onsuz bir hiç olduğunu söylemesini ister. Josephine gözyaşları içinde kabul eder ama aynı gecenin ilerleyen saatlerinde bunu ona geri çevirir. “Büyük olmak istiyorsun. Bensiz bir hiçsin. Söyle hadi. Sen sadece bensiz bir hiç olan bir hayvansın,” der Kirby’nin Josephine’i Phoenix’in Napoleon’una ve o da bunu geri söyler. Josephine öldükten ve Napoleon sürgüne gittikten sonra, ölümden sonra onun sesini duyar: “Seni serbest bıraktım ve mahvolmana izin verdim, bir dahaki sefere ben imparator olacağım ve sen de benim dediğimi yapacaksın.”

 

Ancak Sarkozy, boşanmanın Napoleon’un mahvına yol açtığı fikrini reddediyor.

 

“Bu kesinlikle uydurma,” diyor Sarkozy. “Ridley Scott’ın aşk ilişkilerine çok odaklandığını biliyorum ve bunun iyi bir nedeni var çünkü dinleyin, bu harika bir hikaye. Yani, ona yazdığı mektuplar inanılmaz. Ancak imparatorluğun hatasının Josephine’i boşamasına indirgenebileceği fikri tamamen saçmalık. İmparatorluk çok önemli askeri ve siyasi kararlar yüzünden çöktü. Onun kişisel hayatı yüzünden çökmedi.” Astbury ayrıca Josephine’in Napoleon üzerinde siyasi olarak çok fazla etkisi olmadığını söylüyor.

 

Ancak Astbury, erkek çocuk arzusunun ve bu arzunun gerçekleşmesinin Napolyon’u daha otokratik ve emperyalist hale getirmiş olabileceğini ve bunun da imparatorluğun çökmesine neden olduğunu söylüyor. “Çoğu tarihçi 1807’de İmparatorluğun zirvede olduğu ve Napoleon’un giderek daha otokratik hale gelmesiyle işlerin kötüye gittiği konusunda hemfikir. Fransa’yı emin ellere bırakma arzusu giderek artan bir endişe haline geldi (kardeşi Joseph’in bu iş için doğru adam olduğunu düşünmüyordu) ve 1811’de oğlu doğduktan sonra daha da yoğunlaştı” diyor Astbury.

 

Mirasına aşırı odaklanma Napoleon’un imparatorluğunu genişletmek için Avrupa’da daha da ileri gitmesine neden oldu ve Astbury’ye göre İngiltere, Avusturya, Prusya [şimdiki adıyla Almanya] ve Rusya, sonunda onu kontrol altında tutmak için bir şeyler yapma arzusunda birleşti. Diğer hükümdarların her biri Fransa’nın geri püskürtülmesinden fayda sağlayacaktı. Rusya Polonya’nın kontrolünü yeniden ele geçirmek, Prusya sınırlarını genişletmek, Avusturya gücünü yeniden ortaya koymak ve İngiltere de sömürgelerini genişletmek istiyordu. Fransa’yı doğal sınırlarına (yani Ren Nehri’ne kadar) ya da daha da geriye, 1790 sınırlarına geri dönmeye zorlamak kıtanın jeopolitiğini yeniden dengeleyecekti. 

 

O halde hikayenin özü, Fransız İmparatorluğu’nun çöküşüne yol açan şeyin, arkasında bir miras ve erkek bir varis bırakma arzusuyla beslenen kontrolsüz hırs ve yaygın emperyalizm olduğu gibi görünüyor. Tarihçiler bunun tam olarak doğru olmadığı ya da en azından hikayenin tamamının bu olmadığı konusunda hemfikir olsalar bile, boşanmanın Napoleon’un düşüşüne yol açtığı fikri buradan geliyor olabilir.

 

Yazıyı, ülkesine ve sevgilisine toksik aşk besleyen bu 1.60’lık devasa figürün son sözleriyle bitirelim:

 

“La France, l’armée, tête d’armée, Joséphine” (“Fransa, ordu, komutan, Joséphine”) oldu.