arctic monkeys’in ilk albüm kapağındaki sarhoş adamın hikayesi

arctic monkeys’in ilk albüm kapağındaki sarhoş adamın hikayesi


o adam kimdi?


Chris McClure, 2016’da The Guardian’a başından geçen her şeyi samimi bir şekilde anlattığı bir röportaj verdi. Kendisi Arctic Monkeys’in 2006 tarihli ilk albümünün kapağında poz veren “o” adam. Tam olarak şunları söylüyor:

 

Arctic Monkeys ile ilk kez eve dönüş otobüsünde tanıştım. 16 yaşındaydık. Sheffield’da aynı konserlere gidiyorduk, böylece arkadaş olduk. İlk turnelerine çıktıklarında gitar teknisyenleri bendim. Hayatımı gitar akort ederek idame ettirmiyordum ama sanırım grup için çetenin bir parçası olan birini istiyorlardı.

 

Basçı Andy Nicholson’dan bir telefon aldığımda Manchester Metropolitan Üniversitesi’nde sosyoloji okuyordum. İlk albümleri Whatever People Say I Am, That’s What I’m Not üzerinde çalışıyorlardı ve albüm kapağı için gece dışarı çıkan bir adamın fotoğraflarını istiyorlardı. Andy benim yapıp yapamayacağımı sordu, ben de “neden olmasın?” dedim. Neden ben emin değilim. Hiç sormadım. Sanırım sadece normal birini istediler.

 

Birkaç arkadaşımla Liverpool’a gittim. Grup orada değildi; turnedeydiler. Saat 2’de bir barda fotoğrafçı ve asistanlarla buluştuk. Dedim ki: “Ne yapmamızı istiyorsunuz?” Dediler ki: “Dışarı çıkın ve sarhoş olun, gece yarısından sonra geri gelin.” Bize bir tomar para verdiler, kelimenin tam anlamıyla yüzlerce pound. Gençtik ve bundan en iyi şekilde yararlandık. Geri döndüğümde saat gece 2’yi geçmişti. Barın altında bir mekan vardı ve resimleri orada çektik, yalnızca ben bir tabureye oturdum. O sırada halen elimde viski duruyordu ve fotoğraftan hemen önce kustum. Her şey bulanıktı. O ikonik fotoğraf ve albüm kapağı böyle doğdu.

 

Grup sonuçlara bayıldı. Üç hafta sonra onları gördüğümde bir tanesini kapakta kullanmaya karar vermişlerdi bile. Memnun olmuştum ama bunun ne kadar büyük bir olay olacağını kavradığımı sanmıyorum. Sadece albümün yayınlandığı gün, Ocak 2006’da şöyle düşündüm: “Kahretsin, kendimi neyin içine soktum?”

 

O pazartesi telefonum hiç susmadı. Çılgıncaydı; şöhretin içine dalmış gibiydim. Dünyadaki herkes kim olduğumu bilmek istiyordu. Bir barda yarı zamanlı çalışıyordum ve ev sahibinden beni arayan 15 muhabir olduğunu söyleyen bir telefon aldım; diğer beşi de annemin evinin önündeydi. E4 TV kanalı benden program sunmamı istedi. Daily Star, bir fotoğrafçının beni gece gezmesinde takip etmesi için 10.000 sterlin teklif etti. Yanlarında birkaç model getireceklerini söylediler. 19 yaşındayken bunu reddetmek kolay değil ama grubu satmak istemedim. Soccer AM ve BBC News ile röportajlar dışında her şeyi reddettim.

 

Öğrenci hayatım gerçeküstü bir hal almıştı. Ev partilerine giderdim ve suratım yatak odalarında olurdu. Yabancılar benden sigara pozu vermemi isterdi. Kulüpler arar ve eğer aşağı inersem bütün gece bedava içki teklif ederlerdi. 

 

Her şey iyi değildi. Bir keresinde bir konserdeydim ve adamın biri sigarasını yüzüme doğru tutuyordu. Bazı insanlar sigarayı teşvik ettiğimizi söyledi ama ben bu konuda endişelenmedim.

 

Bugünlerde öğrenme güçlüğü çeken yetişkinlerle çalışıyorum ve insanlar beni daha az tanıyor. Beni bir yerden tanıdığını söyleyen tek tük insan oluyor ama ben omuz silkiyorum. İnsanlara söylemiyorum. Ben yaratıcı bir insanım – gruplarda yer aldım ve bir sitcom yazıyorum – ve sadece albüm kapağındaki bir adam olarak hatırlanmak istemiyorum. Grupla hâlâ görüşüyorum. Ben ve Alex [Turner] geçenlerde futbol maçına gittik.

 

Tekrar yapar mıyım? Kesinlikle. Değiştirebileceğim tek şey para. O gece için 750 pound aldım. Her albüm satışından 10 peni istemeliydim.