Hem gişede hem de Oscar yarışında son anda öne çıkan The Color Purple Pazartesi günü 18.15 milyon dolar hasılatla gösterime girdi. Bu, Warner Bros’un Sherlock Holmes‘unun (2009’da 24 milyon dolar) ardından en büyük ikinci Noel başlangıcı. 

Pazartesi gününe geldiğimizde kazanç 29 milyon dolara ulaştı ve filmlerden ikisi, The Color Purple ve Wonka, şimdiden ya da büyük olasılıkla sağlam hit olacak. Bu popüler çocuklar gişeyi domine ederken dışarıda kalan tek film mi? DC’nin süper kahraman devam filmi Aquaman and the Lost Kingdom. İlk gösteriminde dünya çapında 133 milyon dolar kazandı ve 205 milyon dolarlık bütçesini ticari olarak çıkarmak için mücadele edecek. Barbie, Evil Dead Rise, Wonka ve The Color Purple gibi hit yapımlar varken DCEU’ya ve süper kahramanlara kimin ihtiyacı var? 

Müzikal vurgunu

The Color Purple, Alice Walker‘ın klasik romanının yeniden uyarlaması, Fantasia Barrino, Taraji P. Henson, Danielle Brooks, Colman Domingo ve Halle Bailey gibi birçok isim rol alıyor ve  yakın zamanda sahneye uyarlanan müzikalin bir yorumu. 

Başka bir müzikal Mean Girls ise 12 Ocak’ta gösterime girecek. Tüm bu “filme dayanan müzikalin filmi” olayı çok moda. 

Barbie ile şimdiye kadarki en büyük hasılatlarını elde ettiler (1,4 milyar dolar), HBO için tasarlanan Max Evil Dead Rise (146 milyon dolar) ve The Nun II (268 milyon dolar) ile iki büyük korku hiti olurken, The Meg 2: The Trench 130 milyon dolarlık bütçeyle 390 milyon dolar ile makul bir ticari performansa sahip. Ayrıca Creed III, Air ve Saltburn gibi MGM filmlerinin denizaşırı dağıtımını da WB üstlendi.

Yani WB sağlam bir yıl geçirdi.

Öte yandan şirket, Shazam: Fury of the Gods, The Flash, Blue Beetle ve Aquaman 2 gibi “pelerinli” filmlerle, toplam 650 milyon dolarlık bütçeyle 885 milyon dolar (bir Hobbit prequel’inden daha az) kazandı.

DC’nin Warner Bros. markasına yarardan çok zarar verdiği düşüncesi yeni değil. Suicide Squad‘ın mikro yönetimi, Justice League‘in yönetmen değişimi, Wonder Woman 1984‘ün HBO Max’e gönderilmesi, Dwayne Johnson‘ın Black Adam‘ı sinematik evrenin merkezine yerleştirmek için bir darbe girişiminde bulunması ve Batgirl‘ün rafa kaldırılması, başka yerlerdeki başarılarını sürekli olarak gölgeleyen korkunç bir itibar sağladı.

Sadece 2017’de Justice League’in göreceli başarısızlığı (300 milyon dolarlık bütçeyle 659 milyon dolar), Annabelle: Creation, It, Dunkirk, The LEGO Batman Movie, Wonder Woman ve Kong: Skull Island’ın büyük zaferlerini gölgede bıraktı. Bu arada, 2013’ten 2023’e kadar Warner Bros. Gravity, American Sniper, A Star Is Born, Crazy Rich Asians, Dune, Elvis, Don’t Worry Darling ve The Color Purple gibi “nispeten daha kaliteli” hit filmleri üstlenmişti.

Çözüm basit. 

• DC Stüdyolarına, tüm stüdyonun kaderinin bağlı olduğu bir yap ya da öl gişe makinesi olarak değil, diğerleri arasında yeşeren mütevazi bir franchise olarak davranmak,
• Batman Part II gibi auteur’lerin istedikleri zaman açılmasına izin vermek,
• DC Studios’un filmlerini yılda bir, daha ucuz filmlerle sayısını sınırlamak. 

En önemlisi, James Gunn’ın Superman: Legacy’si 1981’deki Superman II’den sonraki diğer Superman filmleri gibi performans gösterirse, apar topar strateji değiştirmemeliler. Çünkü Barbie’yi 1,4 milyar dolar kazandıran bir mega-şöhrete dönüştürebildiğinizde ve The Color Purple’ı 18 milyon dolarlık bir açılış gününe taşıyabildiğinizde, günü kurtarmaya çalışan (ve genellikle başarısız olan) DC süper kahramanlarına gerçekten ihtiyacınız kalmaz. 

Marvel, DC’ye karşı on yıldır süren savaşı gişe serveti ve zafer açısından açıkça “kazanmış” olsa da, Marvel filmleri Disney’in hala A seviyesinde gişe yapan tek filmleri arasında yer alıyor. Warner Bros. ise tam tersi bir konumda, çünkü Wonka ve Color Purple’ı yıl sonu hitlerine dönüştürebiliyorlar. WB’nin pelerinli film savaşlarını, artık hayatta kalmak için pelerinli filmlere ihtiyaç duymadığı için kazandığını iddia ediyoruz.  

Çünkü sonuçta dünyanın bir Superman’e değil, sadece bir Barbie’ye ihtiyacı vardı.