CALIFORNIA

CALIFORNIA


Eski dostum punk’la gelmiş


Yıllardan 2003 ya da 2004… 5. albümlerine 90’ların başında kurdukları ve 2000’lerden itibaren dünya çapında ünlenmeye başlayan gruplarının adını veren Blink-182’nun “Feeling This” adlı şarkısının klibi televizyonda yayınlanmaya başlamıştı. MTV’nin rahle-i tedrisinden geçmiş TRL gençliğinin “camların ardından öbüşüyorlardı, ehi” diye hatırladığı klip, o zamanlar bilmesek de Blink-182 için önemli bir dönüm noktasına, belki de sonun başlangıcına işaret ediyordu.

O dönem görüp görebileceğimiz en iyi davulcunun Travis Barker olduğunu sanan bizler için 2005’te gelen ayrılık haberi ve “indefinite hiatus” (süresiz ara) gibi ifadeler büyük bir üzüntü kaynağı haline gelirken, 2008-2009 arası yeltenilen geri dönüş hiçbir zaman o eski tadın geri gelmeyeceğinin sinyallerini fazlasıyla veriyordu.

Neticede Tom DeLonge ayrıldı, yerine Matt Skiba geldi, ergence atışmalar ve kısa bir dava sürecinin sonucunda grup 7. albümleri California ile karşımıza çıktı. Bugün burada toplanma sebebimiz de bu albümden bahsetmek, ancak bunu geçmişe atıfta bulunmadan yapmamız pek mümkün değil. Bu durum, albümün üzerine de kaçınılmaz bir şekilde sinmiş… 2000’li yılların ve Tom’un hayaleti oralarda bir yerde dolaşıyor.

Yer yer Tom’a “San Diego”da olduğu gibi çocukluk günlerini hatırlatarak “Ne kadar güzeldi o günler” minvalinde Fatih Erkoç selamı yollayan, yer yer ise Demet Akalın nispetlerinden uzak durulamadığı hissini uyandıran albüm, “Cynical” ile gerçekten de “Is it back again / Are you back again?” sorularını sordurup heyecanlandırdıktan sonra bir yerlerde “Hiçbir şey kaybetmedik, aynen eskisi gibiyiz” diye bağırma isteklerinin arasında kayboluyor. Sanki Blink-182 değil de ondan etkilenmiş yeni bir punk grubunun albümünü dinliyoruz. Good Charlotte’ın vokali Joel Madden “Bizim türümüzde Blink-182’dan etkilenmediğini söyleyen varsa yalan söylüyordur” derken bir gün Blink-182’nun da bu listeye dahil olacağını düşünmüş müdür?

Saydırıyormuş gibi başladıktan sonra bunu söylemek belki biraz garip kaçacak ama bir şeyi netleştirmek lazım; California kötü bir albüm değil. Yalnızca dağılıp geri dönme sürecinden ve Tom’un ayrılığından sonra “çok bozdular” demeye hazır olan herkesi memnun etmek için fazla bir çaba harcanmış gibi duruyor. Zamanında olgun sound’u üzerinden bol övgü toplayan “I Miss You”, albüme adını veren “California”ya, “I Wanna Fuck A Dog In the Ass”in mizah anlayışı “Built This Pool” ve “Brohemian Rhapsody”ye, “Adam’s Song”un giriş riff’i “Bored to Death”in giriş riff’ine, “After Midnight”ın girişindeki davul ise “Teenage Satellites”ın açılışına dönüşmüş. Birebir aynı riff’leri kullanmıyor olsalar da -muhtemelen istemsizce- geçmişte onları başarıya ulaştıran bazı unsurları tekrar edip karşımıza “Hala Blink olduğunu herkese kanıtlamaya çalışan bir Blink” olarak çıkmışlar. Bu formül bazı şarkılarda işlemiş, albümün genelinde ise maalesef vasatlığa dönüşmüş.