17 Eylül Kadebostany Klein Phönix Park konseri öncesi Kade ile kalplerimizi eşlemek istedik. Konser, Play This at my Funerals adlı yeni albümlerinin turunun bir parçası olsa da bizim için kaliteli müzik fırsatı demek. Republic of Kadebostany ile Türkiye, iki ülkenin ilişkileri, cenazeler, Chernobyl, kariyer rotaları ve önemli dönemeçler içeren sorularımızı bütün saflığıyla cevaplayan Kade’ye teşekkürler, teşekkürler… Guillaume de Kadebostany röportajı sizinle.
Bu yıl yayınladığınız son albümünüz “Play This at my Funerals”ın müzikal kariyerinizde sizi nereye götürmesini istiyordunuz ve albümden beklediğiniz tepkileri aldınız mı?
KADEBOSTANY tarihinde yeni bir dönem olarak bir albüm yayınlama zamanının geldiğini düşündüm. Cenaze törenlerinde bir özgünlük eksikliği fark ettim ve yaratıcı bir birey olarak zamanı geldiğinde kendi törenimi tasarlayabilmeyi istedim. Bu şarkılara derin bir sevgi besliyorum ve kendi cenazemde çalınmalarını istiyorum. Ayrıca, kaybettiğim sevdiklerim için methiyeler yazmak bana en güzel aşk şarkılarını yazma konusunda ilham verdi ve bu da albümün vizyonunu oluşturdu.
Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde çok sayıda konser verdiniz. Bu şehirleri şarkılarınızla eşleştirmek isteseydiniz sonuç ne olurdu?
İstanbul’un her şeyi özetlediğini söyleyebilirim. Doğu ve batının karışımını seviyorum. Bana ve müziğime çok benziyor. Sadece tek bir şeyle net bir şekilde tanımlamıyorum.
Türkiye’deki elektronik dans sahnesi ve dinleyici kitlesi hakkında neler söylemek istersiniz? Burada eğlenceli ya da ilgi çekici bir şey yaşadınız mı? Güzel ilişkilere dönüşen beklenmedik arkadaşlıklar oldu mu?
Sadece vibe’ı iyi, yeni müzikler keşfetmek ve eğlenmek isteyen insanlar. Türkiye’de performans sergilerken kendimi oldukça özgür hissediyorum. Sanırım buranın insanlarının farklı tarzlardaki müzikleri sevmesiyle ilgili.
DJ adaylarına kolektif çalmayı mı önerirsiniz yoksa kariyer stratejilerini oluştururken kalplerinin sesini mi dinlesinler?
Kalbinizin sesini dinleyin! Hype’a inanmayın ve zevk her zaman tekniğe üstün gelir.
Kadebostan Cumhuriyeti’nin hangi tarihsel dönemde hüküm sürmesini isterdiniz?
Şimdiki dönem, sonsuza dek.
Kadebostan Cumhuriyeti’nin başkanı olarak en önemli üç yasanız nedir?
1- Kendi yolunuzu bulun
2- Tutkulu olun
3- Israrcı olun
Kadebostany çok fazla turneye çıkan, orada burada çalan bir grup. Bu rotalar sırasında en çok hangi araçla seyahat etmekten keyif alıyorsunuz ve seyahat rutinleriniz neler?
Tur otobüsü, kesinlikle. Konser veriyorsun, otobüse gidiyorsun, uyuyorsun, başka bir şehirde uyanıyorsun, konser veriyorsun vs… Çok rutinim yok ama turne moduna geçme eğilimindeyim yani. Her şeyi mükemmel yapmaya çalışmak yerine işleri kolaylaştırmaya ve performansıma odaklanıyorum.
Hayatınızın dönüm noktası olarak neyi görüyorsunuz? Bunu olduğu gibi kabul etmek yerine nasıl bir değer biçiyorsunuz?
Tutkuyla bağlı olduğum şeyi yaptığım için her gün mutlu uyanmak benim için en önemli şey.
Şu anda takıntılı olduğunuz suçlu bir TV diziniz var mı?
PAINKILLER’ın prodüksiyonuna bayıldığımı söyleyebilirim. Çok yenilikçi kamera hareketleri / hikaye anlatımı / kurguya sahip.
“Grinin 50 Tonu” filminin fragman müziğinde imzanızı gördük. Keşke eserin müziğini yapsaydım dediğiniz favori filmleriniz var mı?
Film müzikleri yazmaya meraklıyım. İlkini yeni bitirdim. Yıl sonuna kadar piyasaya çıkacak. Bunu yapmayı çok sevdim. İleride daha fazlasını yapmak istiyorum. Hildur Guðnadóttir’in Chernobyl dizisinin müziği beni çok etkiledi.
Klein konserinin biletleri çok yakında tükenecek gibi görünüyor, Kade’nin kapalı gişe bir gösterisinden ne beklenir?
Olağanüstü bir şey bekleyin. Sahnede çok sayıda özel konuk olacak. Vokalistler, üfelemliler, kabinde ise sampler ve modüler synth aletlerimle ben. Çılgınca olacak!