napoleon da ridley scott’ın director’s cut sevdasından nasibini alacak

napoleon da ridley scott’ın director’s cut sevdasından nasibini alacak


270 dakikayı merak ediyoruz şimdi


Ridley Scott’ın Napoleon’u için artık geri sayıma geçmiş beklerken post-Napoleon süreci de merak eder olduk. Şöyle ki; Ridley Scott, filmlerini vizyona girdikten sonra da kurcalamayı seven, yönetmen kurgularını daha sonrasında yayınlayan takıntılı bir usta. Filmlerinin son haline nasıl kavuşacağına bir türlü karar veremeyen yönetmen bir de sinema ticareti gereği filmlerin neredeyse yarısını atması gerektiğinde sık sık director’s cut dediğimiz versiyonları yayınlamaya başvuruyor. Mesela “Blade Runner” ve “Kingdom Of Heaven” gibi Ridley Scott imzalı filmler, uzun yönetmen kurgularına sahip. Geek kitlelerin bugün bile sahnelerini paylaştığı ve didik didik incelediği Blade Runner, Scott’ın sürekli müdahaleleri olmasaydı şu anda sahip olduğu kültürel önbelleğe sahip olur muydu? Muhtemelen olmazdı. 

 

“I’ve seen things you people wouldn’t believe. Attack ships on fire off the shoulder of Orion. I watched c-beams glitter in the dark near the Tannhäuser Gate. All those moments will be lost in time, like tears in rain.”

 

Ridley Scott şimdiden Napoleon’un director’s cut versiyonunun hazır olduğunu söylemiş. Bununla da kalmamış dile kolay 270 dakikalık versiyon ile övünmeye başlamış. Napoleon sinemada 2 saat 38 dakika, hızlıca matematik hesabı yapıyoruz ve 112 dakikalık ek sahne olduğuna varıyoruz. Scott, Apple Original Films‘in bir gün yönetmen kurgusunu yayınlamasını umuyor, ancak bu devasa uzunluk şu soruyu akla getiriyor: Yaklaşık iki saatlik ek görüntüde odak noktası nedir? Yönetmen kurgusunda Vanessa Kirby’nin Josephine’ine daha çok yer veriliyor ve yolu Napoleoon’la kesişmeden önceki hayatı anlatılıyor. Bu anlamda, Scott’ın yönetmen kurgusu iki Fransız hükümdarının ruh hallerini karşı karşıya getirirken, sinema kurgusu Napoleon’unkini daha belirgin bir şekilde öne çıkarıyor.

Vanessa Kirby’nin film hakkındaki açıklamalarına göz atalım:

 

Joaquin psikoloji üzerine çalışıyor ve Napoleon’un psikolojisi çok tuhaf. Film de böyle hissettiriyor. Napoleon, Russell Crowe‘un Gladiator’daki Maximus’u gibi metanetli ve harika biri değildi. O bir diktatördü, bir savaş suçlusuydu. Çünkü o adam bence gereksiz yere yüzlerce, yüz binlerce insanı öldürdü. Peki ne için? Bir imparatorluk kurmak için, ne için? Sonunda her şey parçalandı zaten. Bu ruh hali çok tehlikeli ve çok tuhaf. Bu da onun bir portresi.” 

 

Napoleon, 22 Kasım’da, ödül sezonunun kritik dönemecinde vizyona girecek. Director’s cut ise birkaç ay sonra yayınlanır umarız. Tam Oscar’lık film, yatırım tavsiyesi değildir.